'Örgütün omurgası kırıldı'

Ortaya çıkan büyük fotoğraf, İBB'de kurulan sistemin sıradan bir sistem olmadığını gösteriyor. Bu yüzden sıradan bir "yolsuzluk" soruşturmasıyla karşı karşıya değiliz. Savcılığın iddiaları da itiraflar ve belgelerle tamamlandıkça fotoğrafın flu kısmı da netleşiyor ve ortaya devasa bir "yolsuzluk örgütü" çıkıyor. Adını da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koymuş zaten; "İmamoğlu suç örgütü..."
Tablo sadece CHP için değil, Türkiye için, demokrasi ve siyaset için vahimdi. Dün de yazdım, yolsuzluk sıradan bir hırsızlık değil terörle birlikte siyaseti ve demokrasiyi zehirliyor. Bu tehlikeyi ısrarla yazan biri olarak geç kalınsa da yargının attığı bu adımın ne anlama geldiğini gelecek kuşaklar çok daha iyi görecek. Bu vahim tabloyu en yalın biçimde Başkan Erdoğan özetledi:
"Şurası çok önemli; İstanbul'da yürüyen soruşturma, bu çarpık tablonun en bariz ve belki de Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneğidir. Öyle ki yapılan işlerin, yolsuzluk ve haraç boyutuyla ilişkili organize suç vasfını aşarak, ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. Çünkü bu karanlık organizasyon, İstanbul'la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür."
Daha Beylikdüzü Belediyesi'nde "sebil suyu"ndan bile rant devşiren bu yapı, 2019'da İBB'deki devasa rantla buluşunca artık sınır tanımaz oldu. Sonrası malum, "şaibeli kurultay"la CHP ele geçirildi ve küresel bir "ahtapota" dönüştü.
CHP'li aktörlerin canhıraş bağırmasına bakmayın. Olup biteni herkesten daha iyi onlar biliyor. Bu nedenle telaşlılar, kaygılılar hatta kendi içlerinde "Niye bu kadar açık verdin" diye İmamoğlu'na öfkeliler.
Aslında İmamoğlu'nun bu pervasız yükselişini, ortaya çıkan belge ve bilgileri, zorla villa veren müteahhitlerin söylediklerini kimse sorarsınız sorun şaşıran çıkmaz. Hatta "daha fazlası vardır" diye ekleyenler olur.
Aynı şey Beylikdüzü'ndan bu yana İmamoğlu