Muhalefetin Kabaş'ı

İsimler değişse de bu klasik muhalefet tarzı 70 yıldır hiç değişmedi. Halkın gönlünü kazanıp seçimlerde başarılı olmak yerine sürekli küfür ve hakaret üreten bir muhalefet var. O muhalefetin aydınları ve medyası da farklı değil. Bu yapı, her dönem var oldu. Geriye dönün bakın, bütün darbelerin arkasında bu azgın azınlığı, halktan kopuk siyasetçileri görürsünüz. O darbelere giden süreçlerin Orhan Birgit'leri, Hasan Cemal'leri, Emin Çölaşan'ları bugün ya aynen varlıklarını sürdürüyor ya da Can Ataklı veya Sedef Kabaş suretinde karşımıza çıkıp nefret üretiyorlar. Daha vahimi, hakaret ve küfrü de muhalefet etmek ve ifade özgürlüğü sanıyorlar. Aralarından bazen Menderes'i idam ettirdikleri, Demirel'i itibarsızlaştırdıkları, Özal'ı diktatör ilan ettikleri için pişman olduklarını söyleyenler çıksa da, özleri aynı kaldığı için sonuç değişmiyor Döne döne Türkiye'ye aynı şeyleri yaşatıyorlar. Asıl sorumluluk da siyaset sınıfında... Siyasetçiler, tektipçi aydınlardan ve darbeci medyadan kurtulamadığı için yeni bir siyaset aksı da ortaya koyamadı. Doğal olarak CHP'yle bütünleşen sosyoloji, uzun zamandır bunalım içinde. Ne yazık ki Ecevit'in 70'li yıllardaki arayışı bile ilaç olamadı. Çünkü CHP ve aydınları, halkı yıllarca dindar, Kürt ve Alevi diye dışladı, sonra da "bidon kafa" ya da "göbeğini kaşıyan adam" diyerek küçümsedi, oy vermeyince de öfkelendi. Nefretle dolu olmalarının nedeni bu... Bir türlü iktidar olamıyorlar. Bu düşünce onları deliye döndürüyor. Eskisi gibi artık zinde kuvvetler de yok Zaman zaman hatırlatıyorum, onların bu ruh hâlini en çarpıcı biçimde rahmetli Prof. Dr. Nur Vergin anlatmıştı: "Bizim toplumumuzda aristokrasi yok ama her toplumda olduğu gibi bir elit zümre var. Övünmek için söylemiyorum ama bendeniz Cumhuriyet elitlerinin ürünüyüm. Beyaz Türk olarak, hangi parti iktidarda olursa olsun toplum içindeki konumumun değişmeyeceğini düşünürdüm. (...) Beyaz Türklerdeki ortak kanaat buydu. 2002'den sonra dedim ki 'A, ben artık vatandaşım'. Yani imtiyazlı vatandaşlıktan düz vatandaşlığa geçiş! Kabul edelim, bu statü kaybı duygusu, bazılarında son derece örseleyici olabilir."