İmamoğlu'nun itirafçısı beni doğruladı!

Birkaç aydır CHP'nin gündeminde hep İBB'nin "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu var. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gözü İmamoğlu'ndan başka bir şey görmüyor. Ne güya "siyasi yoldaşı" İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'i isyan ettiren soykırımcı İsrail'in Gazze'deki katliamları ne de kendi ülkesinde 50 yıl sonra biten terör örgütü PKK'nın feshi umurunda. Her ikisiyle de "kerhen" ilgileniyor. Dönüp ülkesinin barış ve diplomasi merkezi oluşuna da, Karadeniz'de yeni doğalgaz keşfine de bakmıyor. Bunların hiçbiri umurunda değil.
Peki ne yapıyor dersiniz
Sadece İmamoğlu için kendini paralıyor, gençleri sokağa çağırıyor, yerli markaları boykot ettiriyor, yetinmiyor her çarşamba miting yapıyor, il il dolaşıyor, sonra da koşarak Silivri'ye gidip herhalde "hesap" veriyor.
Oysa biraz olsun bu köşede yazılanları dikkate alsa, biraz olsun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmaya baksa, biraz olsun İstanbul'a çöken "Ahtapot"un içinden çıkan itirafçıların söylediklerine kulak kabartsa, CHP'nin nasıl bir çıkmaza sürüklendiği görülür ve belki de aydınlanır(!)
Doğrusu aydınlanacağını pek sanmıyorum, ama yine de hatırlatmak isterim. Artık İBB'de oluşan Ahtapot'un sırlarını bizzat birinci halkada yer alan isimler açıklamaya başladı. Bu açıdan sizlere çok çarpıcı bir itirafçıdan söz edeceğim. Adı Ertan Yıldız.... İBB'nin iştiraklerden sorumlu en önemli ismiydi. Onu, bu köşede, "Kafa Koparan" Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz ve Ali Nuhoğlu'yla birlikte sık sık konuk ettim.
Sonra bu isimlere Murat Ongun, Hüseyin Köksal, Adem Soytekin ve "VIP Yakup" olarak yazdığım Yakup Öner de eklendi. Bunlar ilk halkanın en önemli isimleriydi.
İşte o isimlerden biri Ertan Yıldız itirafçı oldu.
Onu daha önce "Yüzde 7'ci" olarak yazmıştım. O yazıda, "İBB'de 'temiz eller'e ihtiyaç var" demiş ve şu tespitleri yapmıştım:
"İstanbullu işadamları bu iki ismi, (Fatih Keleş ve Ertan Yıldız) o günden sonra çok daha iyi tanıdı. Boğaziçi öngörünümden belediye iştiraklerine kadar nerede bir iş yapılacaksa ve kime ihale verilecekse adres bu iki isimdi. İstanbul kulislerinde ve iş dünyasında herkes onlardan birini 'Kafa Koparan', diğerini de 'Yüzde 7'ci' olarak biliyordu. Son 5 yılda İBB'yi 'paralel' bir biçimde yöneten bu ekip, sadece şehirden ve devletten gelen yasal paraları çarçur etmekle yetinmedi, kayıtdışı çok daha büyük