'Beyaz yakalı suç örgütü'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı "Aziz İhsan Aktaş Çıkar Amaçlı Suç Örgütü" iddianamesi tamamlandı ve mahkemeye sunuldu. Artık yargı süreci başlıyor. İddianameyi biraz hızlı okudum ama yine de daha başlangıcında yeni dönemin kodlarını taşıdığını ve neden-sonuç ilişkisinin iyi kurulduğunu gördüm. Birileri kabullenmekte zorlansa da iddianamede yolsuzluğa, rüşvete, irtikâba dair onlarca somut bilgi, belge var. Bu konuda birkaç somut örnek de vereceğim ama şunu da söylemeliyim: Soruşturmayı yürüten ve iddianameyi yazan savcılar olayın sadece bir "yolsuzluk" meselesi olmadığının farkında.
Bunu daha iddianamenin başlangıç kısmında yapılan analizde görüyorsunuz. Bu yüzden iddianame, klasik mafya geleneğini sürdüren bir suç örgütü iddianamesi değil, "post truth" çağın bütün özelliklerini taşıyan yeni nesil bir suç örgütü iddianamesi. Yasal kılıfa bürünerek her şeyi mübah gören, "para gücü"yle her şeyi satın alabileceğini düşünen, yaptıklarını da pervasızca anlatan ve kural tanımayan yeni bir yapıdan söz ediyoruz.
Savcılık geçmişin kabadayı ve mafya geleneğine atıf yaparak önce şu tespiti yapıyor:
"Belirtilen oluşum ve yapı zaman içerisinde adını genellikle beyaz yakalı suç olarak almış olup bireyler, işletmeler, şirketler ve kurum görevlilerinin doğrudan şiddet içermeyen suçları hayatın olağan akışı haline getirerek orta sınıf ve üst sınıf bireyler tarafından finansal kazanç kapısı haline getirmeyi planlamaktadır."
Bu tanım, tam da yolsuzlukla suçlanan CHP'li siyasi aktörleri anlatıyor. Bu analiz sosyologların, siyaset uzmanlarının ne kadar dikkatini çeker bilemem ama bu değişimi siyasette, yerel yönetimlerde, sosyal medyada, hatta son dönemde artan silahlı sokak çetelerinde de görüyoruz. Pervasızlar, yalan söylemekte sınır tanımıyorlar, paraya tapan ve eski deyimle "racon" bilmeyen yeni nesil garip tiplerle karşı karşıyayız.
İddianame bu tiplerin siyasetteki versiyonlarının neler yaptığını anlatıyor. Suç örgütü lideri olarak anlatılan Aziz İhsan Aktaş'ın 2010'larda başlayan ihale operasyonları, 2019 seçimlerinde rotayı İstanbul'a kırmasıyla patlama noktasına ulaşıyor. Çünkü o tarihte İstanbul Büyükşehir Belediyesi dahil birçok il ve ilçeyi "yeni nesil" pervasız siyasetçi kazanacak ve inanılmaz bir ihale furyası başlayacaktı. Başta "organize suç örgüt" lideri iddiasıyla tutuklanan Ekrem İmamoğlu ve "yolsuzluktan" tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat olmak üzere çok sayıda CHP'li belediye başkanı, hatta CHP Genel başkan yardımcıları korkusuz bir biçimde "parasal"