Yeni bir yıla uyanmak...

Uyandık işte! Oysa akşam uykuya dalıp, sabaha uyanamayan binlerce insan var. O halde yeniden uyandıran Rabbimize şükrederek başlayalım yeni yıldaki ilk günümüze.

"Ve Rabbinin nimetlerini minnet ve şükranla an." (Duhâ Suresi, 11) buyuruyor bizi Yaratan. İşte sevdiklerimiz yanımızda. Yangın, sel, deprem, savaş olmamış; gözümüz görüyor, kulağımız işitiyor ve elimiz ayağımız tutuyor.

Ufak tefek rahatsızlıklar olsa bile; hastalara, göçük veya bombardıman altında olanlara göre çok iyiyiz.

Herkes kendinden fazla musibete maruz kalan kimseleri düşünerek haline şükredebilir. Nimetleri idrak ile, musibetzede kardeşlerine elinden geldiğince yardıma koşabilir.

Öyleyse karamsar düşünceleri bir tarafa bırakalım. Derin bir nefes alıp, havanın atomları sayısınca Allah'a şükredelim. Ümit ve şevkimizi tazeleyelim mi Basit bir Polyanna'cılık oyunu değil bu...

GÜNE BAŞLARKEN

Merhum Zübeyir Gündüzalp, hasta olmasına rağmen, her sabah uyandığında 'iyiyim, neşeliyim, bir şeyim yok!' diye kendisine telkinde bulunup şükredermiş.

Bize formülünü de söylemiş:

" Zihnen karar vermekle heyecanlarımızı hemen değiştiremesek de fiillerimizi değiştirebiliriz. Fiillerimizi değiştirince, hislerimizi otomatik surette değiştirmiş oluruz...

Şayet neşeniz kaybolmuşsa, ihtiyari neşeye girme yolu: Şakrak ve neşeli davranmak. "Ben neşeliyim, ben müferrahım, ben mesrurum" kelimelerini yüksek sesle ve on beş defa tekrarlayarak, kendi kendinize bu telkini yapmaya devam etmekten ibarettir.

Bizim vazifemiz: Ye's, gam ve kederlere kendimizi kaptırmayarak; heva, heves ve sefahetle kendi kendimizi körletip mahvetmeyerek; himmet ve gayretle bu fıtrî kabiliyetlerimizi, ilm-i iman ve Marifetullahla çalıştırmak, inkişaf ve inbisat ettirmektir." (Bir Dava Adamının Notları- 2)

ACILARI SARMAK

Bizim dışımızda gelişen, gücümüzün yetmediği cihanı sarsan hadiseler de oluyor. Fıtraten alakadar oluyoruz elbette. Savaşlar, felaketler... batan mülteci botları, savaş mağduru insanlar, açlık ve sefalet içinde kıvrananlar, ölen işçiler, kaybolan çocuklar, katledilen ağaçlar, kirlenen denizler, zulme maruz kalanlar, adalet arayanlar... Merhamet ve şefkate susamış insanlar...