Büyüleyici hürriyet ne diyor

"Tâ o vakitte, meşhur Kemâl'in "Rüyâ"sıyla uyandım" diyor Bediüzzaman. Kastettiği Namık Kemâl'in 1908'de Mısır'da neşrolmuş "Rüya" adlı risalesidir. Namık Kemâl uyanık iken göremediği hürriyeti, rüyasında görmüş gibi tasvir eder, onu konuşturur.

Bu Bediüzzaman'ın 'Rüyada Bir Hitabe'de "Dehrin hadisatının verdiği yeisle, şiddetle muztarip idim. Şu kesif zulmet içinde bir nur arıyordum. Mânen rüya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rüya-yı sâdıkada bir ziya gördüm..."(Sünuhat) şeklinde ifade ettiği bir arayıştır.

"Nâzenin hürriyet, âdâb-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine olmak lâzımdır. Yoksa, sefahet ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir." Nâzenin hürriyet büyüleyicidir:

"Ne efsunkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten." (Ne büyüleyici imişsin, ah ey hürriyetin güzel yüzü; gerçi kurtulduk esaretten ama, aşkının esiri olduk.)

N. Kemâl cemiyete söylemek istediklerini hürriyetin lisanı ile haykırır:

"Hürriyet, cemâate sadâsını lâyıkıyla ismâ' edecek (işittirecek) kadar takarrüb edince (yakınlaşınca), yüksekçe bir kayanın üstüne çıktıktan ve etrafında olanları bir nigâh-ı gazab (öfkeli bakış) u (ve) tahkîr ile ezdikten sonra bir sayha-i zühre-şikâf (kulak sağır eden bağırma) eyledi. (....)

Mevcûdların ekseri yanlarında yıldırım patlamış mürgân-ı dehşetzede (dehşete düşmüş kuşlar) gibi yere kapandılar, çırpınmaya başladılar. Hürriyet cemâatin bu hevl-i nâmerdânesini (namerdçesine korkusunu) görünce buluttan henüz kurtulmuş berk-i çenende (çakan şimşek) gibibir mücessem (büyük) heyecan-ı âteşin kesilerek dedi:

"Ey hâbîdegân-ı gaflet (gaflet uykusuna dalan)!

Ey me'lûfân-ı sefalet (sefalete alışkın olan)!

Ey takayyüd-perestân-ı esaret (esaretin zincirlerine tapanlar)!

Ey tezellül-perverân-ı cebânet (korkaklığın alçaklığını benimseyenler)!

Ey mürtekibân-ı her mezellet (Rüşvet yiyen alçaklar)!

Gözlerinizi sabah-ı mahşerde mi açacaksınız

Gerdeninizdeki (boynunuzdaki) kayd-ı esareti (esaret bağını) mâlik-i cahîme (cehennem görevlisi meleke) teslim etmek için mi saklarsınız (....) Heyhat!

Ey hâbîdegân-ı gaflet (gaflet uykusuna dalan)!

Sâni'-i kudret âsâr-ı rahmetini temâşâ için nazar vermiş. Siz o maşrık-ı hakikati setr ediyorsunuz da, hayalinizle veya kulağınızla görmeye çalışıyorsunuz. Gözünüz açık iken nâim oluyorsunuz (uyuyorsunuz), kapandıkça adeta meyyit (ölü) haline geliyorsunuz. (....)