Gazetelerin yazdığına bakılırsa; 2030'da toplumun yaş ortalaması 80'e çıkabilir, 65 yaş üstü sağlıklı kişiler, gençlerden daha verimli çalışabilirmiş. Sağlıklı bir yaşlılık için aktif olmak şartmış.
Bunları okuyunca 1948 yılında Afyon savcısının Bediüzzaman hakkında sarf ettiği "yaşlandıkça artan enerjisiyle" ifadesini düşündüm.
Tüm sürgün, hapis, işkencelere tahammül göstererek, son nefesine kadar zulme karşı mücadelesini ve iman hizmetini südüren Said Nursî, gayret ve enerjisi ile de üstad olmuş. "Ben artık yaşlandım hizmeti bırakıp köşeme çekileyim" dememiş. Yakın talebeleri de onun gibi son nefeslerine kadar aktif hizmete devam etmişler.
KÂĞIT-KALEM YASAK!
1944'te Denizli Mahkemesinde beraet ettiği halde, Afyon Emirdağ ilçesinde ikamete memur ediliyor. Orada kendi ahireti ve Risale-i Nur'la meşgul olurken 1948 senesinde, yapılan zulümler az geliyormuş gibi aynı bahanelerle talebeleriyle birlikte Afyon Ağır Ceza Mahkemesine sevk ediliyor ve tutuklanıyor. Tecride alınarak insanlarla görüşüp konuşmasına mani olunuyor. Gelen ziyaretçilerin getirmesi tehlikeli(!) ve yasak olan eşyaların başında kâğıt-kalem geliyor.
Bu şartlar altında dahi bulunabilen her çeşit kağıda ya bizzat yazıyor veya fırsat buldukça talebelerine "Yaz gardaşım!" diyor. "Üstadım bu şartlarda mı" diyen talebesine verdiği cevap gayret ve nerjisini gösteriyor: "Evet gardaşım, şimdi yaz. Yarın bu şartlar da elimize geçmeyebilir!" Gündüzalp'in "Şimdi oku! Kabirde okuyamazsın" demesi de bu açıdan manidar.
TECRÜBE VE ENERJİ BİRLEŞİRSE...
Elbette yaşlıların tecrübesi ile gençlerin enerjisinin iman hizmetinde buluşması harika olur. Bunun için ne kadar gayret sarf edilirse azdır. Bunun için iletişim kanallarının açık olması gerekiyor.
Peygamberimiz (asm): "Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. ünkü onların kalbi daha incedir. Allah (cc) beni doğrulukla ve müsamahayla gönderdi. Bana gençler yanaştı, ihtiyarlar muhalefet etti" buyuruyor.
Nesil çatışmasını en aza indirmek, birbirlerini suçlamak yerine, yargılamadan anlamaya çalışarak birlikte hizmete devam.
Yaşlılarımızdan duyduğumuz altın öğütler: "Gayret et, azimli ol, pes etme, sabret. Elinden geleni yap, gerisini Allah'a bırak. Küçük şeyleri dert etme, bunlar da geçecek!"
"İŞSİZ Mİ KALACAĞIZ!"