İfade hürriyeti; insanların başlarına kötü bir şey gelmesi korkusu taşımadan görüş, kanaat, düşünce ve taleplerini serbestçe ifade edebilmeleridir.
Hak ve hürriyetler iç içe geçmiş halde yaşarlar. Bir hakkı tanırsanız diğer haklar da yavaş yavaş belirir. Bir hakkı ihlâl ederseniz, diğer haklar da yavaş yavaş geriler. Bu fertlerin kendi hak ve hürriyetlerine sahip çıkma şuuru ile yakından ilgilidir.
Bir ülkede yeterli seviyede ifade hürriyeti varsa, orada diğer hak ve hürriyetlerin de -din ve vicdan, toplantı ve gösteri, basın ve siyasî haklar vs. mevcut bulunduğuna bir işarettir.
İnsanlar kendilerini değişik şekilde ifade ederler. En kolay olan konuşmaktır. Ancak, insanlar yazarak, belli tarzlarda davranarak, belli biçimlerde giyinerek, belli tarzlarda ibadet ederek de kendilerini ifade ederler.
"KORKMA; FİKRİNİ BEYAN ET!"
Beyan, insanın kendisini vicdanında meydana gelen duygu ve anlayışlarını, maksadını başkalarına açık ve güzel bir şekilde ifade etmesidir. Bir şeyi konuşup anlatabilmenin temelinde "düşünce ve ifade" vardır.
Bir fikir doğru veya yanlış olabilir. 'Her doğru bir yanlışı, her yanlış bir doğruyu barındırabilir.'
Bir fikir doğru bile olsa; mihenge vurulmasına, onun serbestçe eleştirilmesine ve ona karşı çıkılmasına, itiraz edilmesine izin vermek gerekir. ünkü "barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar."
Fikirlere karşı, ancak başka fikirlerle mücadele edilebilir. Bir fikir, ancak başka bir fikirle çürütülebilir.
Fikirlere karşı baskı ve şiddetle mücadele imkânsızdır. Zorbalar ise; tarih boyunca 'düşüncenin üstesinden gelemeyince, düşünenin üstesinden gelmeye çalışmış.' Halbuki fikirler copla polisle, mahkemeyle hapisle susturulamaz, etkisizleştirilemez.
AVRUPA BİRLİĞİ KARNEMİZ!
Cumhuriyetimizin 102. yılında 29 Ekim 2025 günü gazetemizde çıkan haberin yoruma ihtiyacı var mı
"Avrupa Birliği, "2025 aktüel durum" açıklamasında Türkiye için "adaylık süreci durduruldu" notunu düşerek haritada kırmızıya alınan tek ülke olduğunu belirtti. AB, bu kararı "demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklarda ciddî gerileme" yaşanmasıyla gerekçelendirdi ve ifade hürriyeti ile yargı reformu eksikliklerini vurguladı."
Oysa "ileri demokrasiyi hedefleyen Türkiye Yüzyılı"ndayız. Anayasamız ve Uluslararası Sözleşmeler açık:

4