Susan kurtuldu!..

Lokman Hakîm, oğluna buyurdu ki: "Yavrum! İnsanlar, güzel konuşmaları ile iftihar ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et!"

Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar...

Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da başımıza gelmiyor değil...

Dilin cirmi(kendisi)küçük ama yaptığı şeyler büyüktür. İnsanı cennete de götürür, cehenneme de. Nice insanlar yaptıkları konuşmalarla öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır. Niceleri de, yaptıkları güzel konuşmalarla takdir toplamış, yüksek makamlara çıkmış, büyük nimetlere kavuşmuştur.

İmanlı olabilmek için dahi -kalb ile tasdik ettikten sonra- dil ile de ikrâr etmeden olmaz. Nazarı bile bize haram olan bir hanım, bir sözle (nikâh akdi) helâlimiz oluyor, eşimiz oluyor, beraber yaşıyoruz. Ağzımızdan çıkan ve küfre sebep olan bir sözden dolayı hem imanımızı, hem de nikâhımızı tazelememiz lâzımdır...

Bunun için dilimize sahip olmalıyız. Konuşmaya başlamadan, konuşacaklarımızı kontrol etmeliyiz. Söyleyeceğimiz söz, kendimize veya başkasına bir fayda sağlayacaksa konuşmalıyız. Konuştuklarımız bir işe yaramayacaksa boşu boşuna konuşmuş oluruz.

Akıllı adam, düşünür sonra konuşur. Ahmak ise, konuşur sonra düşünür.Konuştuktan sonra iş işten geçmiştir, ok yaydan çıkmıştır. Pişmanlık fayda vermez artık.

Mümkün olduğu kadar az konuşmalıyız. Çok konuşmak ahmakların alâmetidir...Rabbimiz bize bir dil vermiş, iki de kulak, üstelik dilimizi de iki kilitle kilitlemiş. Dişlerimizle dudaklarımız. Bu, şu demektir; konuştuklarımızdan daha çok dinlemeliyiz...

Âlimin yanında susarsak, ilmimiz artar. Cahilin yanında susarsak sabrımız artar.Çünkü cahil saçma sapan konuşur, onu dinlerken sabretmek zorunda kalırız, bu da bizim olgunlaşmamıza sebep olur.

Çok konuşanı pek sevmezler. İmam Malik hazretlerine birinden bahsederler ve onu överler. İmam da, şöyle cevap verir: