Yıkılmayan kim var (2)

Bir önceki yazıyı Osman Yüksel'in Said Nursî hakkında söylediği "Üç devirde yıkılmayan kalmamış; yalnız bir adam var, o ayakta" şeklindeki senâkâr sözleriyle noktalamıştık. Yüksel, üç devirden şunları kast ettiğini ifade ediyor: Meşrutiyet, İttihat-Terakki, Cumhuriyet.

Gerçekte ise, Said Nursî 3 değil, tam 5 devir yaşamış bir şahsiyet:

1. 1908'den önceki Mutlakiyet (tek adam-Sultan Abdülhamid) devri.

2. Temmuz 1908'de Meşrutiyetin ilânı ile başlayıp Ekim 1918'e kadar süren içerde komitecilik, cephede savaş ağırlıklı 10 yıllık İttihat-Terakki dönemi.

3. Kasım 1918'den Kasım 1922'ye kadar devam eden Mütareke, işgal ve Millî Mücadele dönemi.

4. 1923'te kurulan ve 27 sene devam eden zümre Cumhuriyeti, tek parti rejimi, istibdad-ı mutlak dönemi.

5. Mayıs 1950'de başlayan 10 yıllık Demokrasi dönemi.

İşte, bütün bu devirleri birden yaşayan, üstelik her dönemin şartlarına göre inisiyatif alarak aynı istikamette kudsî davasını hiç sarsılmadan sürdüren yegâne şahsiyettir, Bediüzzaman.

Öyle ki, tâ ilk gençlik yıllarından (1892) itibaren istibdat ve mutlakiyete karşı dirayetle durmuş, hürriyet ve meşrutiyeti bütün kuvvetiyle savunmuş, savaş çıktığında cepheye koşmuş, işgale karşı ilmî-fikrî mücadeleyi tesirli bir şekilde icrâ etmiştir.

Onun takdire şâyân bir özelliği de şudur: Şu 5 devrin bütün hercûmerci içinde iki mühim hususu hiç ihmâl etmemiş: 1) İlim tahsil etmek; okumak-yazmak. 2) Ders vermek; talebe yetiştirmek.

Nitekim, onun bu harikulâde hizmetini, sâdık Nur Talebeleri, dün olduğu gibi bugün de dirayetle ve İlâhî inayetle devam ettiriyor.

«

Bu yazıyı yayına hazırlarken, Said Nursî'nin hayatına dair mühim bir nokta hatıra geldi. Şöyle ki: Said Nursî, modern anlamda iki askerî darbe arasında yaşamış:

1. 30 Mayıs 1876'da vuku bulan birinci darbe, Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve birkaç gün sonra (4 Haziran) da katledilmesi ile neticelenen kanlı darbedir. Said Nursî, bu darbeden tahminen üç ay kadar sonra doğmuştur. Yani, Sultan Abdülhamid'in tahta geçtiği Eylül ayının ilk haftası. (Bkz: Ahmed Feyzi, Maidetü'l-Kur'ân.)

2. 27 Mayıs 1960'da yaşanan ikinci darbe, Menderes hükûmetinin devrilmesi ve bilâhare idam edilmesi ile sonuçlanan gaddarâne darbedir. Said Nursî, bu darbeden iki ay kadar önce vefat etmiştir. Vefatından dört ay kadar sonra da mezarı parçalanarak naaşı bir meçhule götürüldü.

Özetle, bir kanlı darbeden kısa sonra doğmuş ve bir başka kanlı darbeden kısa müddet önce vefat etmiş olduğu anlaşılıyor.