Gazze Meydan Muharebesi

GÜNÜN TARİHİ 26 Mart 1917

Filistin'deki demografik yapının değişmesinde en önemli rolü İngilizler oynadı. Yahudileri ve İsrail'i kollamaya yönelik "İngiliz siyaseti", yüzyılı aşkın bir süredir, bölgedeki tesirini arttırarak devam edegeliyor.

Ortadoğu'da 1917'den 1947'ye kadar tam 30 yıl boyunca Siyonist siyasete hizmet eden İngiltere, sonunda Birleşmiş Milletler çatısı altında bir Yahudi devleti olarak İsrail'in kurulmasına öncelik etti.

Bu takdimden sonra, sıra geldi "günün tarihi" kısmına.

Birinci Dünya Savaşının en önemli sahnelerinden biri 26 Mart 1917 tarihi itibariyle Filistin'in Gazze bölgesinde yaşandı.

Burada, Osmanlı ordusu ile İngiliz kuvvetleri arasında Birinci Gazze Meydan Muharebesi yaşandı. Üç etaptan müteşekkil olan bu savaşın ilk safhasını İngiliz tarafı kaybetti.

İngiltere'nin, yani Birleşik Krallık Kuvvetlerinin içinde, İngilizler dışında ayrıca birer koloni olan Avustralya ve Yeni Zelanda'dan gemilerle getirtilen askerler de yer alıyordu. Buna rağmen, ilk etapta Osmanlı kuvvetlerine galebe çalamadılar.

Karma Birleşik Krallık (Britanya) kuvvetleri, iki sene evvel aynen Çanakkale'de yaptıkları gibi, taktik icabı geri çekilme manevrası yaptı. Ne var ki, onların Filistin ve Ortadoğu üzerindeki emelleri devam ediyordu. Bu sebeple, kısa bir süre sonra tekrar harekete geçip savaşa tutuştular. Derken, Gazze'de bir daha, bir daha çarpışma yaşandı. En son ve üçüncü Gazze Savaşında bölgedeki dengeler değişmeye başladı.

1917 yılı sonlarına doğru gelindiğinde, Gazze ve Kudüs ile birlikte, hemen bütün Filistin toprakları İngiliz işgal kuvvetlerinin hâkimiyeti altına girdi.

Bu fecî mağlûbiyetin yegâne sebebikasıtlı şekilde tekrarlandığı gibiyerli Müslüman halkın Osmanlı'ya yardım etmemesi, yahut arkadan vurması falan değil. Belki, en önemli sebep, savaş hengamesinde bu bölgeye giden İttihatçı paşaların kasdî ihmal, keyfî hareket ve umursamaz tavırları idi.

Evet, Arap âlemi ve İslâm kardeşliği, orada vazife başındaki "bozuk İttihatçı" paşaların hiç de umurunda değildi. Zira, onlar komitacıydı ve "Türkçü-Turancı" diye geçiniyorlardı. Araplara da antipatileri vardı. Bu sebeple, mücadeleyi gevşek tuttular ve bölgeyi İngilizlere âdeta peşkeş ettiler.