Terör bizi bölemedi-bölemez-1

Yarım asrı aşkın süredir ülkenin başını ağrıtan, iktisadî gelişmeye darbe vuran, oluk oluk kan akıtan, analara gözyaşı döktüren anarşi ve terörün ana merkezi haline gelen PKK, silâhlı ilk büyük saldırısını bundan 40 yıl evvel bugün, yani 15 Ağustos 1984'te gerçekleştirdi.

O tarihte Bekaa Vadisinde bulunan Abdullah Öcalan'ın emir ve talimatıyla harekete geçen örgüt militanları, Siirt'in Eruh ve Hakkâri'nin Şemdinli ilçelerine eşzamanlı olarak baskın düzenleyerek silâhlı saldırıda bulundular.

Söz konusu hadise, o zamana kadar hiç görülmedik çok garip bir gelişmenin habercisi mahiyetindeydi. Kezâ, haberin TRT ekranlarından veriliş biçimi de son derece garipti, tuhaftı.

Terör saldırıları pek önemsenmezdi; haber ya hiç verilmez, ya da çok kısa verilerek geçiştirilirdi.

Ama, bu defa öyle olmadı. Saldırı haberi, tek ve resmî kanal olan TRT ekranlarından uzun uzadıya anlatıldı. Haberi birlikte ve taaccüp içinde seyrettiğimiz kimselerle şu kanaate vardık: Bu yeni gelişme, derin devletin bilgisi dahilindedir. 12 Eylül Darbecileri, saldırı olayından memnun kalmış olmalılar ki, haberin bütün detaylarıyla ekrana yansıtılmasına müsaade etmişler. Demek ki, oyun içinde oyun var. Yeni oyunun bir-iki parçası şu olsa gerektir: Haberin genişçe ve önemle nazara verilmesiyle, adeta PKK'nın hem çok güçlü bir örgüt, hem de "Kürt hareketi" için bundan böyle tek adres olduğu mesajını veriyor ve bu yönde bir kanaat hasıl etmeye çalışıyordu.

Eruh ve Şemdinli saldırıları haberinde ayrıca aşağıdaki detaylar yer alıyordu:

Saldırı esnasında nöbetçi er Süleyman Aydın şehit edilirken, 9'u asker olmak üzere 12 vatandaş da yaralanmıştı.

Bu arada, Jandarmaya ait çok sayıda silâh ve mühimmat gasp edilmişti.

Silâhlı eylemciler, her iki ilçede de kısa süreli bir hakimiyet kurmuşlar; belediye ve camilerin hoparlörlerinden örgüt propagandası yapmışlar.

Saldırıda herhangi bir zayiat vermeyen örgüt mensupları, ilçe merkezlerinde fazla zaman kaybetmeden dağlara çekilmişler; ardından sınır ötesindeki eğitim kamplarına döndükleri tesbit edilmiş.

Kuruluş safhası, saldırı olayından yıllar öncesine dayanan bu örgütün, 12 Eylül Darbesinden sonraki ilk ve en büyük eylemi yukarıda anlatıldığı gibi gerçekleşti.

Legal örgütlerin tamamını kapatan darbe cuntası, bir bakıma illegal bir örgüt olan PKK'ya zemin ve imkân hazırladı; ayrıca, aynı ideolojiyi taşıyan yirmiye yakın örgüt mensuplarının PKK çatısı altında toplanmasını dolaylı şekilde sağlamış oldu.