Tarafgirlik hastalığı kör ediyor

Taraf tutmanın normali, yani vasat hâli kişiyi hasta etmez.

Tarafgirliğin ayrıca fanatizme kayan bir bağnazlık hâli var ki, bulaştığı kimsenin dengesini bozmaya başlar. Kişide ne adap bırakır ne muaşeret, ne terbiye bırakır ne de nezâket.

Böylesine dozajı aşan bir tarafgirlik marazı, sahibini ayrıca kör-kütük bir hâle sokar.

Tarafgirlik marazına yakalanan kişinin nazarında hakkın, hukukun, adaletin değeri de kalmaz. Muarız tarafa her türlü zulüm ve haksızlığın yapılmasını revâ görür. Kendi tarafında olanlara ise, her şey mübahtır.

Karşı taraftaki şahıslara verilecek cezada sınır tanımadığı gibi, gitgide toptan cezalandırma yöntemini de normal görmeye başlar. Öyle ki, karşı tarafa yapılanlar inandığı mukaddes kitabın hükümlerine aykırı olsa bile, zamanla bunu kanıksamaya başlar. İşte, tarafgirlik hastalığının en ileri bir derecesi de budur ki, artık yayıyla istidadı gösteren bir salgına dönüşmüştür.

Oysa ki, inandığımız mukaddes kitabımız, mahkemesiz cezalandırmayı doğru bulmadığı gibi, toplu cezalandırmayı ise esastan reddeder.

Bize esaslı bir ölçüyü ders veren temel kaynak ve dayanak noktası da şudur: "Birinin hatasıyla başkası mes'ul olamaz." (Zümer Sûresi, Âyet: 7) Velev ki, karşımızda hatalı ve günahkâr kişinin kardeşi, evlâdı, yahut ebeveyni olsa, onu yine de sorumlu tutamazsınız, kin ve öfkenize göre onu cezalandıramazsınız.

Bu mukaddes ölçüyü esas almayanlar, zalime karşı geleyim derken, kendisi de zalim olup, zulme girer. Haksızlığı bertaraf edeyim derken, kendisi de haksızlığa düşebilir. Baskıya mani olayım derken, kendisi de baskıcı bir cereyanın esiri olabilir. Vesaire...

Evet, Kur'ân'ın adâlet ölçüsüne uygun hareket etmeyenler, tarafgirlik marazına müptelâ olarak, mükâfatlandırmada olduğu gibi, cezalandırmada da haddi-sınırı aşacak şekilde davranmaya kendilerini mâzur zanneder. Oysa, bu tür davranışlar beşerî zaafların neticesidir. İlâhî adâlet ise, bu zaaflardan uzaktır ve zerre miskal ona ihtiyaç duymamaktadır.

Muhalif tarafa hukukun sınırlarını aşan, adalet ölçülerini taşan cezaların verilmesi, daha çok siyasî tarafgirlerin hoşuna gider. Bundan da sadistçe bir zevk alırlar.