Şok iflâslar, yıkımlar, çöküntüler

Çevremizden zaman zaman şu taz sözleri duyuyoruz: "Falan şirket iflâs etti. Falan kişi top attı. Filân aile bitti-tükendi, elinde-avucunda ne varsa hepsini kaybetti" diye

Aynı gelişmelerle bağlantılı olarak, ayrıca şu türden cinayet haberlerini duyuyoruz: Borç meselesi yüzünden, taraflar birbirine kurşun yağdırdı. Borcunu ödemediği gerekçesiyle, alacaklı olduğu kişinin ayağına sıktı. Alacak-verecek davası kanlı bitti.

Evet, bazen ölümle biten bu tür şiddet olaylarının arka plânında, genellikle gayr-ı meşru ticaret, kayıt dışı para transferleri, yahut birden zengin olma hırs ve hevesleri gibi hayatın ve piyasaların olağan akışına aykırı kirli ilişkiler ağı yatıyor.

Netice itibariyle, şöyle dönüp bir bakıyorsunuz ki: Bazı kimselerin dünyası bir anda sönüp kararıyor. Bazı zenginlerin bütün mal varlığı bir anda ellerinin arasından kayıp gidiyor. Mazbut görünen bazı ailelerin hemen bütün fertleri, âniden derin bir teessür içine girmiş; şok üstüne şoklar, travmalar yaşıyor.

İşte bütün bunlar, çoğu zaman bir kişinin kapalı devre şekilde oynadığı riskli oyunlar, yaptığı gizli iş ortaklıkları, güvenilmez tiplere kefil olma acemilikleri, faizli banka kredileriyle işi kotarma manevraları, tefecilere borçlanma aptallığı ve buna benzer daha başka atraksiyonlarla kişinin yaptığı kural-kaide dışı işler-güçler sebebiyle, zincirleme şekilde hem kendisi batıyor, hem ailesini batırıyor, hem diğer yakınlarını zan ve şaibe altında bırakarak onları da nazar-ı itibardan düşürmüş oluyor.

Tabiî, benzer hallerin daha büyük çapta olan versiyonları da var: Zaman zaman ilân edilen konkordatoların dışında, ayrıca ülke çapında, hatta dünya çapında yaşanan iflaslar, çöküntüler, batışlar gibi.

Ne yazık ki, böyle dehşetli sarsıntıların yaşandığı fırtınalı bir zamanda yaşıyoruz. Çağımızın söz ve içtihad sahibi olan Üstad Bediüzzaman, tâ bir asır öncesinden başlayarak ehl-i imanın bu ve benzeri tehlikelerden kendilerini muhafaza etmeleri için çok tesirli dersler vererek, Kurân'ın tâlimiyle onlara ayrıca en güvenli yolları, kaleleri ve limanları da göstermiştir. İşte, o veciz derslerden bazı iktibaslar:

"Kardeşlerim! Bu zamanda hayatı ve cihanı sarsan hadiseler ve cereyanlar içinde, hadsiz bir metanet ve itidâl-i dem ve nihayetsiz bir fedakârlık taşımak gerektir." (Kastamonu Lâhikası: 15)

Tabiî, "Hadsiz metanet, itidâl-i dem ve nihayetsiz fedakârlık" gibi fevkalâde meziyetlerin bu zamanda bir tek şahısta toplanması imkânsız. O halde, ehl-i iman, hem mâsum, hem metin bir şahs-ı mânevinin etrafından toplanmasıyla huzur ve emniyete kavuşabilir ancak.