Başlıktaki ifade İbni Sinâ'ya ait. Kaynak, 19. Lem'a olan İktisat Risâlesi. Hem azamî iktisat dersini veren, hem Sünnete göre beslenmeyi tarif eden bu risalede bahsi geçen konu şu şekilde ifade ediliyor:
"...Dâhi-i meşhur Ebu Ali İbni Sinâ, tıp noktasında 'Yiyin-için; fakat israf etmeyin' (A'râf: 31) ayetini şöyle tefsir etmiş, demiş: 'Sözün güzelliği kısalığındadır: Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir.'
"Yani: Vücuda en muzır, dört-beş saat fasıla vermeden yemek yemek, veyahut telezzüz için mütenevvî yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktır."
«
Sünnete göre yeme-içme usûlüne riayet etmediğimiz için, erken yaşlarda mide fesadına düçâr olduk. Üzerinize afiyet, birkaç kez mide kanaması geçirdik. Endoskopi ile yapılan muayenede, mide duvarında kronik gastrit, onikiparmakta da ülser tesbit edildi.
Reçete ile verilen sentetik ilâçları aylarca kullanmama rağmen, tedâvi noktasında bunun hiçbir faydasını görmedik. Pes etmeyerek, çare arayışına devam ettik.
Sonunda "Lokman Hekim ilâçları" ve "şifâlı bitkiler"le tedâvi olmaya karar verdik. Daha çok Kudret Narı ilacını kullandık. Yan etkisi de olmayan bu fıtrî yöntemin çok büyük faydasını gördük. Elhamdülillah. Birkaç ay sonra ülser yarası kapandı. Gastrit kaynaklı mide yanmaları hafifledi; ama, yine de tam geçmedi.
Ara ara nükseden yanma ve sancılanmaların sebebini araştırdık, şunları bulduk: Üzüntü, sıkıntı, stresin yanı sıra, yemeklerde kullanılan margarin, ayçiçek ve mısır yağı gibi gayr-i sıhhî yağların da bedene-mideye faydadan çok zarar veriyormuş. Bu safhadan sonra, hakikî tereyağı ile sızma zeytinyağına ağırlık vermeye başladık. Bir de günlük beslenmeyi iki öğüne indirdik.
«
Mide tedâvisinde tam iyileşme yolunda, biri maddî, diğeri manevî iki sırrı daha keşfettik. Ki, bunlara riayet ettiğimizde, herhangi bir yanma, sancılanma, kasılma, kıvranma gibi rahatsızlıkları hissetmiyoruz. Allah'a şükürler olsun.
Manevî sır:
Bunda iki nokta var. 1) Nazara geldiğinizi hissettiğinizde, Kalem Sûresi sonundaki "nazar ayeti"in okumak. Zira, birçok hastalığın üzerinde nazarın da tesiri var. 2) Bir iş, bir hizmet için üzerinize düşeni yaptıktan ve sebeplere müracaat ettikten sonra Allah'a tam tevekkül etmek. Zira, bu tür hastalıkların bir sebebi de tevekkülsüzlüktür.