Said Nur ve talebeleri (2)

"İRTİCA" DAMGASI TUTMADI

İstibdat ve diktatörlük zamanının Dahiliye Vekilleri, bu harekete "irtica" damgasını vurabilmek için çok çalıştılar. Fakat, muvaffak olamadılar.

Hapisler, nefiyler, taarruzlar, kitle halinde tevkifler, muhakemeler... Hiçbir şey kâr etmedi. Bilâkis, bunlar şöhretinin yayılmasına hizmet etti.

Ortada mesuliyeti mucip, kanuna aykırı hiçbir şey yoktu. Ortada, yalnız bir "Risalei Nur" vardı.

Bu Risaleler, elyazısıyla yüzlerce, binlerce nüshası etrafa dağılıyordu.

Bu Risaleler, toplatıldı. Mahkeme yoluyla ehli vukufa tetkik ettirildi. Yine, kanuna aykırı hiçbir şey görülmedi.

Yüzlerce mahkeme kararıyla da, bu hakikat teyid edildi.

HAYATINI NUR HİZMETİNE VAKFEDENLER VAR

Risaleler zamanla alabildiğine çoğaldı, çoğaltıldı. "İhvânı Safâ" risaleleri gibi bir mahiyet aldı.

130 parçadan ibaret olan bu Risaleler, binlerce sahife teşkil eder. Bazı Risaleler kısa makaleler şeklinde, bazısı da birer kitap halindedir.

El yazması Nur Risaleleri, para ile satılmaz, meccânen dağıtılırdı. Eski harflerle (Osmanlıca) kitap basımı kanunen yasak olduğu için, bu Risaleler elyazısıyla mütemadiyen istinsah ediliyor, çoğaltılıyordu. İşini gücünü terk edip, hayatını bu hizmete vakfedenler vardı. Kur'ânı Kerîm'i yazan hattatlar gibi, Nur Risalelerini istinsah edenler de ecir ve sevaba nail olduklarına itikad ederlerdi. Son zamanlarda bu Risaleler yeni harflerle de basılmaya başladı.

İşte, ortada bu Risalelerden başka hiçbir şey yoktu. Ne tarikat, ne cemiyet, ne de bir siyasî parti.

...Üstad Bediüzzaman, müddeti hayatında günde bir kap yemekten fazla yemek yemiş değildir. Çoğu zaman, ekmeğini suyuna bandırarak geceyi geçirirdi.

Gece gündüz ibadetle meşguldü. Yanında, Kur'ân'dan başka hiçbir kitap yoktu.

Bütün ilhamını Kur'ân'dan alırdı. Kendi yazmaz, dikte eder, talebeleri yazardı.

Hapishanede tecrid edildiği, kimseyle görüştürülmediği halde, Nur Risaleleri yazılıp intişar ederdi. Talebeleri de, Nur Risalelerini yazmak suçuyla mahkûm olarak hapishaneye, Üstad'ın yanına girmeyi en büyük zevk ve sevab addederlerdi.