Laf değil, icraat önemli

Âlimlerin sözünü, siyasîlerin icraatını esas almalı. Doğru ve ideal olanı budur. Bunun tersine gidildiği zaman, her şey birbirine karışır, her şey tersine dönmeye başlar.

Meseleye tersinden bakan bağnaz tarafgirler, taraf oldukları siyasîlerin daha çok hayalî-hamasî sözlerini esas alırlarken, muhalif gördükleri siyasîlerin ise hiss-i zahiriye ters düşen sözlerini nazara verirler.

Bu yaklaşım tarzı, elbette ki hakperestçe değildir. Hakkaniyetle bakış, her iki tarafın da sözlerinden ziyade icraatlerini ele alıp mukayese etmeyi gerektirir.

*

Politikacıların ne söyledikleri de önemli elbette; ama, onların ortaya koyduğu iş ve icraatleri daha önemli. ünkü, onları seçmedeki maksat özetle şudur: Ülkeye uzun ömürlü eserler kazandırmak ve millet için hayatı kolaylaştırıcı hizmetlerde bulunmak. Evet, bunları yapabildikleri ölçüde vekilliğin, seçilmişliğin hakkını vermiş olurlar. Gerisi lâf û güzâftır ki, bunun için seçim, sandık, vekillik şart değildir. Herkes oturduğu yerden pekâlâ konuşabilir.

Bu noktada şunu net bir şekilde ifade edelim: Meselâ Gazze'de, Filistin'de her katliâm yapıldığında tutup hemen "Kudüs mitingi," vs. yapmak, yahut protesto yürüyüşü düzenlemek, siyasî iktidarın işi değildir. Yakışmıyor. Eğreti duruyor. O vazifeyi STK'lar yapar. Yönetimin başındakiler miting düzenlediğinde, bunu menfaatlerine, yahut acizliklerine bir perde ve paravan olarak kullanıyor diye anlaşılıyor.

Bunları hatırlattığınızda, dar kafalı tarafgirler hemen konuyu saptırıp "E, seninki de 'Başörtülüler Arabistan'a' dedi" diye laf salatasına başlıyor. Ona "Peki, bu yönde onun bir tek icraatini göster. Yani, bir tek başörtülüyü Arabistan'a gönderdiğini göster" dediğinizde ise, sus-pus olup kalıyor. Demek ki, siyasîler için sözden ziyade, yapılan veya yapılmayan icraat en mühim mesele, en önemli kriterdir.

Bu arada içinden şunu geçiriyorsun: Şu tarafgirlerin sırf hamasî nutukları sebebiyle göklere çıkardığı müstebit siyasîler, keşke binlerce başörtülüyü hapse atmak yerine Arabistan'a gönderseydi; hiç olmazsa, nisbeten daha az günah işlenmiş olurdu.

*

Bir de hiç işe yaramayan, karşılığı olmayan enflasyonla, hayat pahalılığı ile ilgili boş boş lafları var. Emin olun, bunlardan artık gına geldi.

Bizim gibi elbette sizler de yıllardır tekrarlanan şu nakaratlara şahit olmuşsunuzdur:

1) Enflasyon oranı, önümüzdeki sene tek haneli rakamlara düşecek. Bunu yapsa yapsa, yine biz yaparız. Bundan hiç şüpheniz olmasın.