Kuvvetli duygular, hem ilâç, hem zehir gibidir
İnsanın hayatında müsbet-menfî tesir icra eden kuvvetli duygular var: Akıl, vicdan, hürmet, muhabbet, takdir, tekdir, husumet, gadap, aşk, nefret, şehvet, korku, inat, hırs, şefkat, muavenet, vesâire
Yaratılıştan gelen bu duyguları ortadan kaldırmak imkânsız. Ama, bunların yönünü hayra, yahut şerre doğru çevirmek pekâlâ mümkün.
Esasen, kişinin en çetin bir imtihanı da bu duyguları kullanmada yaptığı tercih noktasında kendini gösteriyor.
Mektubat, Dokuzuncu Mektup'da, bu duyguların hem veriliş hikmeti izah ediliyor, hem de bunların nasıl kullanılması, ne şekilde yönlendirilmesi gerektiği noktasında tatminkâr mâlumat veriliyor. O bahis, bu tür konulara meraklı olanlar için mükemmel bir kaynak ve referans mahiyetindedir.
Yukarıda sıralamış olduğumuz duygular yerinde, zamanında ve maksadına uygun şekilde kullanıldığında, her biri birer ilâç gibidir; öyle ki, kronikleşmiş ruhî, kalbî, aklî hastalıkları dahi tedâvi etmede muazzam bir tesir icra eder. Bir başka ifade ile, onlar derman gibidir, türlü dertlere deva olur. Kuvvetli duygulardır, hantal ve bitkin kimseleri dahi canlandırır, onlarda adeta vitamin etkisi hasıl eder.
Lâkin, her duygunun kullanım noktasında kendine göre bir haddi, hududu, dozajı, ölçüsü vardır. Ölçü miktar kaçtığında, derman derde, ilaç zehire inkılap eder.
Meselâ, en güzel duygulardan biri olan muhabbeti ele alalım: Şüphesiz, diğer gibi muhabbetin dahi bir ölçüsü, ayarı, sınırı, mizanı, yani kendine göre bir hadd-i vasatı vardır. Ölçü kaçtığında, ifrat yahut tefrit ile o vasat sınır aşıldığında, o şiddetli muhabbet şiddetli bir adavete dönüşerek tarafları birbirine düşman haline getirebilir.
Sözler'in sonuna derc edilen Lemeat'ta, harikulâde ölçüleri ders veren şöyle bir vecize var: "Beğendiğin şeyde ifrat etme! Bir derdin dermanı başka derde dert olur; panzehiri zehir olur. Derman hadden geçerse, dert getirir, öldürür."
Gerek şahsî, gerek sosyal ve gerekse siyasî hayatta muhabbet veya adavet duyduğu kimseye karşı aşırıya kaçanlara rastlıyoruz, zaman zaman. Besledikleri duygular gitgide öyle bir keskinlik kazanıyor ki, zamanla hem kendisine, hem muhatabına, hem de çevresine zarar verecek raddelere çıkıyor, maalesef.
Bizimle istişarede bulunanlara, biz de gerekli ikaz ve izahlarda bulunarak, muhtemel zararlara karşı onları muhafazaya çalışıyoruz. Yani, olması gereken vasat çizgi hakkında bilgi ve tecrübelerimizi aktarmaya gayret ediyoruz.