Köylü Cumhurbaşkanı Demirel (3)

12 Mart Muhtırasına maruz kalan Başbakan Süleyman Demirel, konuyu görüşmek istediği Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir türlü ulaşamaz.

Öğle vakti radyodan okunan muhtıra metninde "Hükümetin istifa etmemesi halinde, ordunun idareye el koyacağı" ifadesi yer alıyordu.

Bu şartlarda "parlamento yolunu açık tutmak" adına, hükümetin istifasını sunmaktan başka çare görünmüyordu.

Askerî muhtıranın gölgesi altında bir "ara rejim" dönemi başladı. Kukla başbakanlar gelip gitti. Bu olağan dışı şartlar altında ülke 1973 genel seçimlerine doğru giderken, Adalet Partisi'nin oylarını ciddî oranda bölecek olan Erbakan'ın partisi MSP de bütün gücüyle siyaset sahnesinde boy göstermeye başladı.

Siyasete atıldıktan sonra yaklaşık on sene (1962-72) boyunca İsmet Paşa ile mücadele eden Demirel, bu tarihten sonraki ana rakibi ise Bülent Ecevit oldu.

Halk Partisi'nin başına geçen Ecevit'i arkasında akıllara ziyan bir medya desteği vardı. Ayrıca, partinin içinde komünist kuvveti tam teşkilatlanmış vaziyette idi.

Bu atmosferde yapılan 1973 genel seçimlerinde Ecevit'in başında bulunduğu CHP birinci, Adalet Partisi ikinci, Millî Selamet Partisi üçüncü parti olarak Meclis'teki yerini aldı.

Uzun müzakerelerden sonra, Ecevit ile Erbakan koalisyon hükümetini kurmakta anlaşmaya vardılar. Ne var ki, bu beraberlik uzun sürmedi. 1974'te yaşanan Kıbrıs Savaşı'nın ardından koalisyon dağılmaya ve bozulmaya yüz tuttu.

Demirel, 1975'de Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu. İki sene sonra tekrar genel seçimlere gidildi. Halk Partisi, yine birinci sırada seçimi kazanmış göründü. Ne var ki, komünist teşkilatlanma sayesinde, had ve hesaba gelmez ölçüde mükerrer oy kullanıldığı tesbit edildi. Bu sebepten sonra, 1979 ara seçimlerinde parmak boyası kullanıldı.

Ecevit, tam bir entrika ile Milliyetçi Cephe hükümetini yıkmak için "Güneş Motel"de bazı AP milletvekilleriyle gizli görüşmeler yaptı. Partilerinden ayrılıp bağımsız kalmaları şartıyla, her birine "bakanlık peşkeş etme" vaadinde bulundu. 11 bağımsızdan güvenoyu alması halinde, gerekli sayıya ulaşabiliyor ve yeni bir hükümeti kurabiliyordu.