Kerbelâ'nın ateşi

Günün Tarihi: 10 EKİM 680

Hazret-i İmam-ı Ali'nin (kv) evlâdı, Âl-i Beyt'ten ve "evlâdı Resûl"den olan Hz. Hüseyin (ra), Milâdî tarihle 10 Ekim 680'de Kerbelâ'da şehit edildi. Hicrî'ye göre ise, bu tarih 10 Muharrem günü ve 61 senesidir.

Bu elîm hadise, ümmetin kalbinde öyle yaralar açtı ki, kıyâmete kadar geçmeyecek ve unutulmayacak türden.

Gelişmeleri özet halinde sunmak gerekirse, şunları söylemek mümkün:

Emevi Sultanı Yezid, Suriye bölgesinde ve Şam merkezli olarak babası Hz. Muaviye'nin kurmuş olduğu saltanatı devam ettiriyordu. Hz. Hüseyin (ra) ise, Haremeyni Şerifeyn'de (MekkeMedine) manevî hakimiyetini kurmuş ve halifeliğini ilân etmiş durumdaydı.

O zamanki İslâm âlemi, "Hilâfet ve Saltanat" meselesinde yol ayrımı noktasına gelip kelimenin tam anlamıyla ikiye ayrılmıştı. Çatışma kaçınılmaz bir hâle gelmişti. Kimin (aklı değil) kılıcı keskin ve kalbi (parlak değil) katı ise, o günün konjonktüründe o kazanacak gibi görünüyordu. Ne var ki, Hz. Hüseyin, hayatı pahasına da olsa "kılıcını istibdadın başına havale" edecekti. (Münazarat)

Kerbelâ'da karşı karşıya gelen iki tarafın kuvvet dengeleri arasında "dağlar kadar fark" vardı. Yezid'in 5 bini aşan askerî gücüne mukabil, Hz. Hüseyin'in yanında sadece ve sadece 72 kişi kalmıştı. Onlar da, günlerdir aç ve susuz bırakılmıştı.

Nihayet, Muharrem'in 10. günü Kerbelâ yakınlarında karşılaşan iki taraf arasında şiddetli bir müsademe başladı. Detayları ve sonuçları itibariyle de yürekleri dağlayan bu çatışmada, başta Hz. Hüseyin ve çocukları olmak üzere, taraftarlarının çoğu oracıkta şehit edildi. Zalimlikte-gaddarlıkta gelinen son nokta şu ki: Orada Hz. Hüseyin'in mübarek başı da kesilerek götürülüp Emevî Sultanı Yezid'e gösterildi.

Acaba bu vahim noktaya nasıl gelindi Biraz da ona bakalım.

Hz. Muaviye'nin vefatından sonra, hilâfet makamına önceden olduğu gibi yine Hz. Hüseyin gelecekti. Ne var ki, gelişmeler tam aksi yönde seyretti. Hz. Muaviye'nin oğlu Yezid, Hilâfetin Emevîler eliyle devam etmesi yönünde gayet sert ve keskin kararlar aldı. Kendisine mutlak itaat edilmesini istedi. İtaat etmeyenlerin şiddetle cezalandırılacağı yönünde de fermânlar yayınladı.

İşte, Hz. Hüseyin, onun bu müstebidane (diktatörce) politikasını kabul etmedi. Bütün mevcudiyetiyle reddetti ve buna karşı koymaya karar verdi. Öyle ki, kendisine yapılan bütün ısrarlara ve artan baskılara rağmen, Sultan Yezid'e biat etmedi.