Kardeş kavgasının korkunç maliyeti -1

Tarihin gördüğü ender zalimlerden biri olan Cengiz Han 19 Ağustos 1227'de öldü.

Karşısına çıkan hemen her orduyu yenerek ortalığı tarumar eden Cengiz Han, Celâleddin Harzemşah'ın ordusu karşısında defalarca mağlubiyeti tattı.

Etrafa dehşet saçan Moğol İmparatorluğu'nun kurucu lideri olan Cengiz Hân ölünce, o tarihteki büyük devletlerden Harzemşahlar ile Anadolu Selçukluları rehavete kapıldılar. Moğol tehlikesi geçti sandılar.

Dahası, kardeş ve komşu olan iki devletin şöhretli lideri Celâleddin ile Alaeddin, birbirine karşı hakimiyet davası gütmeye ve sınır anlaşmazlığı içine düşmeye başladılar.

Nihayet, aralarındaki rekabet ve anlaşmazlık kızışa kızışa had safhaya çıktı. Bu ki kardeş devletin ordusu savaş düzeni ile Erzincan'da karşı karşıya geldi.

Cengiz Han'ın ölümünden sadece üç sene sonra, yani 1230'da iki kardeş ordu arasında tâlihsiz, elemli Yassıçemen Harbi yaşandı.

Erzincan Ovası'nda yaşanan Yassıçemen (YaslıÇimen) Harbinden sonra, salâbet ve celâdetiyle bilinen Harzemşahlar'ın ordusu mağlup düştü. Ardından devletleri yıkıldı, ahali ve beylikleri perişan oldu. Bir kısmı Selçuklulara iltihak etti. Onlardan biri de Harput Emiri Hüsameddin Beydir. Bu zat, hayatının sonuna kadar Moğollarla mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. Ne var ki, kuvvet dengeleri arasında uçurumlar vardı. Hülagu'ya karşı fazla bir varlık gösteremedi.

Kafkasya'daki Harzemşah Devleti, Şarktaki Moğollar ile Garptaki Selçuklular arasında bir nevi tampon bölge teşkil ediyordu. Celâleddin Harzemşah'ın tabiriyle, arada "İskender Seddi" gibiydi. (O zamanlar, meşhur "Çin Seddi"ne "İskender Seddi" deniliyordu.)

Harzemşahların tarih sahnesinden çekilmesinin ardından, Moğollar ile Selçuklular sınırdaş oldular. Böylelikle, tarihin en dehşetli fitnesi gelip Anadolu'nun kapısına dayanmış oldu.

Moğol imparatoru Cengiz Hanın yerine geçen oğulları ve torunları, Harzemşah ülkesini çiğneyerek geldikleri Anadolu medeniyetini de yakıp yıkmaya başladılar. Önce Selçuklu Devletini yıktılar, adından Güney'e yönelerek Bağdat'taki Hilâfet merkezi de olan koca Abbasî İslâm devletini yıkıp harabeye çevirdiler.

Cengiz'in torunu olan Hülâgû, dedesinden miras olarak devraldığı gaddarlığı, zamanla en uç noktasına kadar götürdü. Hatta yer yer dedesini dahi geride bırakacak kanlı mezâlime imza attı.

Dede-torun olan bu iki zâlimin dehşetli fitnesinden hem âyet, hem hadis, hem de Hz. İmam-ı Ali îmâlı ve işarî bir şekilde haber veriyor.

Bu haberler, Risâle-i Nur'un muhtelif bahislerinde zikrediliyor ve zamanımızın şeddatlarıyla da irtibatlandırılarak ehemmiyetli şekilde nazara veriliyor.