Hapishaneler doldu, taşıyor
Toplumdaki cinnet hallerinin artması sebebiyle hastahaneler, bilhassa hapishaneler dolup taşıyor. Yayınlanan bazı istatistiklerden de anlıyoruz ki, bilhassa son on yılda yüzden fazla yeni cezaevi inşa edildi. Mevcudu 400'den fazla cezaevi.
Ancak, buna rağmen cezaevlerindeki hükümlü-tutuklu sayısı, normal kapasitenin yaklaşık yüzde 20'nin de üzerinde bulunuyor. Bu durum, haliyle o mekânlarda "insanca" yaşamanın zorlaştığını gösteriyor.
Hapishanelerdeki insanî şartların zorlaşması bir yana, özellikle kapasite doluluğu sebebiyle tutuklanmayıp serbest bırakılan suçlu-sâbıkalı sayısının haddi-hesabı yok. Bu hâlin neticesi şudur: Sâbıka kaydı kabarık olan şu suçlular sürüsü sebebiyle, bu kez normal vatandaşın hayatı zorlaşarak azaba dönüşüyor.
Çünkü, olması gereken normal huzur ve güven ortamı, o "suç makinesi" gibi çalışan sabıkalılar yüzünden iyiden iyiye sarsılmış, baltalanmış, selb edilmiş oluyor.
Evet, neredeyse hiçbir mahalde can ve mal güvenliği kalmamış durumda. Hemen herkesin bir hırsız, bir soyguncu, bir saldırgan, bir vandal, bir maganda, bir trafik canavarı ile âniden karşılaşması mümkün hale gelmiş. Daha da fecisi, bu tür karşılaşmaların, gitgide âdileşmeye ve sıradanlaşmaya başlaması...
İnsanlarımızı ve bilhassa gençlerimiz nasıl böyle birer "suç makinesi" haline geldi "En dindar" görünümlü bir siyasî partinin divr-i iktidarında, cemiyet hayatı böyle en güvenilmez tiplerle nasıl oldu da dumura uğradı
Yoksa, dinin ve dine dair türlü mukaddesatın içi boşaltıldı da, etraf sloganlarla inletildiği için mi Yoksa, dinî değerler ve imanî hakikatler siyasî-dünyevî maksatlara fütursuzca âlet edildiği için mi Yoksa, okul ve aile terbiyesi zaafa uğratıldığı için mi Yoksa, mânevî ve ahlâkî boşluk mu Yoksa, bunların hepsi mi
Her ne ise... Bediüzzaman Hazretleri, Kurân'ın dürbünüyle bakarak "gençlik darbesi"ne dair gördüğü umumî manzara hakkında şunları söyler:
"Meselâ: Haram sevmekte, bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele (karşılık) görmemek elemi gibi çok ârızalarla, o cüz'î lezzet zehirli bir bal hükmüne geçer. Ve, gençliğin su-i istimâliyle gelen hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere, kalb ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizliğinden neş'et eden sıkıntılarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden, hapishanelerden, meyhanelerden ve kabristandan sor. Elbette, ekseriyetle gençlerin gençliğinin suistimalinden ve taşkınlıklarından ve gayr-ı meşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvâhlar, ağlamalar ve esefler işiteceksin." (11.Şuâ)
Gözlemlerimize dayanarak tekrar hatırlatalım ki: Mevcut siyasî iktidar döneminde, dışarıda elini-kolunu sallayarak dolaşan suçlu-sâbıkalı sayısı ile birlikte, ayrıca hastahanelere, hapishanelere ve dahi meyhanelere düşen vatandaş sayısında büyük bir artış oldu. Ne yazık ki, bu sayı günden güne artmaya devam ediyor. Üstelik, irşad ve ıslâha yönelik ciddi bir gayret, plân, program da görünmüyor.