Doğudan batıya seçim analizi

Bir ayağımız İstanbul'da, bir ayağımız Batman'da. Yurdun dört bir yanına da davetlere icabeten gidiyoruz.

Son bir yıl içinde yapılan umumî ve mahallî seçim kampanyalarını yakından görüp inceledik. Seçmenin nabzını tutmaya çalıştık. Seçim sonuçlarını görünce de pek şaşırmadık. Tahminlerimiz büyük ölçüde tuttu.

Şimdi, aradan geçen bir haftanın ardından, sonuç tablolarını daha serin kanlı şekilde analiz edebiliriz.

Bu yazıda bilhassa üç sorunun cevabı-izahı üzerinde durmak istiyoruz: 1) İktidar partisi ve müttefikleri neden kan kaybetti 2) Ana muhalefet partisinin oyları nasıl yükseldi 3) Terör örgütüyle iltisaklı olmasına rağmen, DEM Partisi, doğuda ve batıda nasıl etkili, yahut belirleyici olabiliyor

Genel seçimlerde yapılan ittifaklar, bu seçimde büyük ölçüde dağıldı. Cumhur İttifakı içindeki YRP ile HüdaPar, bu seçimde bağımsız hareket ederek sırf kendilerine çalıştı. Yüzde 6'nın üzerinde oy alan YRP, iktidar blokunun elindeki Şanlıurfa ile Yozgat il belediyelerini alırken, birçok yerde de AKP'ye belediye başkanlığını kaybettirdi.

Genel seçimde Cumhur İttifakında yer alan HüdaPar, bilhassa doğudaki bazı vilayetlerde AKP'nin önüne geçmeyi başardı. Batman, o illerden biridir.

Ülke genelinde büyük oranda oy kaybeden Cumhur İttifakı ve bilhassa ikinci parti durumuna düşen AKP'nin oy oranı resmiyette olduğu gibi yüzde 35 değildir. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde aday çıkarmayan müttefiklerin oyunu misafireten aldığı gibi, elindeki iktidar imkânı ve devletin kuvvetini de sonuna kadar kullanarak (özellikle Suriye'den Şırnak gibi yerlere taşıma oylar var) oy oranını olduğundan yüksek tutma marifetini gösterdi.

İktidar blokuna oy kaybettiren birçok sebep var. Bunlar zaman içinde ve kendi itiraflarıyla da daha net şekilde görülmeye başlayacaktır.

Şu kadarını ifade edelim ki: Şu ya da bu sebepten AKP'den kopan, küsen seçmenin bir kısmı sandığa gitmezken, gidenler de doğuda HüdaPar'ı, batıda YRP'yi tercih ediyor. Bu akış, giderek artacak gibi görünüyor.

CHP'nin aldığı yüzde 37'nin üzerindeki oyların mühim bir kısmı emanet ve misafir oylardır. Parti yönetimi, bunu kendilerine verilmiş bir kredi olarak yorumladı.

İyi Parti ile DEM Partisinin seçmeninden CHP'e yaklaşık yüzde 10 civarında bir oy desteği söz konusu. Genel seçimlerde bu oyların çoğu geri gider. Şu var ki, misyonsuz kalan İyi Parti'nin oy potansiyeli geri gitmeyip sağa-sola dağılabilir, yahut yeni bir siyasî yapılanmaya doğru da kayabilir.

Halk Partisi, mevcut oyları konsolide etmeye çalışır. Bunda başarılı olması, belediye hizmetlerindeki başarısıyla doğru orantılıdır. Klasik CHP'lilerin başarılı olduğu pek görülmüş değil. DEM partililer de öyle. Nisbeten başarılı görülen Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu, klasik CHP'li olmadıkları gibi o bünyeden yetişmiş siyasiler de değiller.