Baba ile kızın başına gelenler
Günün Tarihi: 4 Nisan 1979
Dini siyasete âlet eden bir askerî cuntanın yaptığı darbe sonucu iktidardan düşürülen kardeş Pakistan'ın devrik Başbakanı Zülfikâr Ali Butto, uyduruk bir mahkemenin kararı sonucu idam edildi: 4 Nisan 1979.
Hadisenin bu noktaya kadar gelişim seyrini şu şekilde özetlemek mümkün:
Hemen her ülkede olduğu gibi, Pakistan'da da demokratik teamüllerle iktidara gelemeyeceğini ve rakiplerini mağlup edemeyeceklerini düşünen dış bağlantılı ihanet odakları, tek bildikleri yöntem olarak darbe yapmayı planladılar.
Pakistan'daki hükûmet darbesi 5 Temmuz 1977'de gerçekleştirildi. Darbeciler, seçimle işbaşına gelen Butto'yu devirmek için, önce yurt genelinde gerginliği tırmandırdılar. Ülkede iç savaşın dahi çıkabileceğine dair halkın özellikle dindar kesimini inandırdılar. Yani darbe şartlarını bilerek ve planlı bir şekilde hazırlamış oldular. Artık geriye kalan tek şey düğmeye basmak idi. Aynen, vaktiyle Türkiye'de olduğu gibi. Evet, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbeleri de aşağı yukarı aynı yöntemlerle yapıldı. 1961'de Başbakan Menderes'i idam ettiren zihniyetin bir benzeri, 1979'da da kardeş Pakistan'da Başbakan Butto'yu idama mahkum etti.
Zülfikâr Ali Butto 1928 doğumluydu. 1971-73 yılları arasında Pakistan'da önce devlet başkanlığı, ardından 4 yıl müddetle Başbakanlık yaptı. 1977'de bir kez daha seçimi kazanınca, muhalif kesim hazımsızlık gösterdi ve darbe hazırlıklarına başladı. Ordunun başında bulunan Muhammed Ziyâülhak'ın başkanlığındaki cunta harekete geçti ve darbeyi gerçekleştirdi. Ardından yargılanmalar başladı.
Darbeciler tarafından uzun süre göstermelik şekilde yargılanan Butto, nihayet idamına hükmedilerek darağacına gönderildi. Cebren idam edildiğinde henüz 51 yaşındaydı.
Demokrat Butto'yu idam ettirenler, din adına darbe yapmışlar ve öyle de hareket ettiklerine inanıyorlardı. Ne var ki, işlenen cinayetin dinleimanla bir alâkası yoktur. Zira, İslâma göre askerin siyasete karışmak gibi bir görevi olamaz. Askerin vazifesi başkadır. Onun vazifesi, bilhassa haricî taarruz ve tecavüzler karşısında durmak ve yurdun sınır emniyetini muhafaza etmektir.
Ama, aynen bizdekilerin bir benzeri olan oradaki darbeciler, ülkenin şartlarına uygunluk arz edecek şekilde cinayetlerine kılıf hazırladılar ve bir ölçüde zahirperestleri aldatarak kendilerine taraftar yaptılar.