Ankara'da esaslı tamirat var
Saltanattan Cumhuriyete geçiş döneminde, yeni hükûmet merkezi olan Ankara, müsbet-menfî birçok gelişmeye sahne oldu. İşte o çarpıcı gelişmelerden biri de 14 Eylül 1920'de yaşandı.
Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey tarafından hazırlanan bir kanun teklifi o gün Millet Meclisi tarafından kabul edilerek Anadolu sathında yürürlüğe konuldu. Bu kanun maddesi, "Sarhoşluk veren şeylerin önlenmesine dair" olup resmî kayıtlarda "Men-i Müskirat Kanunu" ismiyle yer aldı.
Üstad Bediüzzaman, dostu Ali Şükrü Beyin öncülük etmesiyle Millet Meclisi'nin kabulüne mazhar olan bu kanun maddesinden dolayı hem memnun olur, hem de "Anadolu Hükûmeti"nin milletin iradesini temsil makamında olduğu tesbitinde bulunur. Bu hayırlı gelişme hakkında, Tulûât isimli eserinde şu ifadeleri kullanır: "Câ-yı dikkattir ki: Merkez-i Hilâfet [İstanbul], uleması ve Dârülhikmet ve zabıta-i ahlâkiye ile fuhuş, işret, kumar gibi kebairi izale değil, tevkif edemediler. Anadolu hükûmetinin bir emriyle, bütün işret, kumar gibi kebairler men'edildi." (Haşiye)
*
Ankara, bir asrı aşan süredir devlet, hükûmet ve siyasetin yeni merkezidir. Aynı zamanda Anadolu coğrafyasının da merkezinde sayılır. Yüz yıllık süre içinde, yukarıda örneğini vermiş olduğumuz gel-gitli hadisenin pekçok benzeri yaşandı.
Bizim maksadımız ve muradımız, bütün Türkiye'ye sirayet etme istidadında olan buradaki maddî-mânevî havanın güzelleşmesi, menfiden müsbete doğru kanalize edilmesidir.
Tabiî, bu maksadın hasıl olması için, ihlâs ve sadâkatle çalışmak, gayret göstermek esastır. Yoksa, ciddî manada çalışmadan, azim ve kararlılık içinde gayret göstermeden hayırlı neticeler beklemek abesle iştigaldir.
*
Ankara'nın şöyle bir hususiyeti de var: Burası, aynı zamanda tahribatçı bid'akâr rejim taraftarlarının da merkezidir. Onlar fırsat buldukça, millî iradenin tecelligâhı olan bu merkezde cirit atarlar: O jakobenler, hürriyetleri kısarlar. Darbe yaparlar. Muhtıra verirler. Demokrasiyi süngüleyerek siyasetin canına okurlar. Milletin iradesi gibi, kudsî değerlerine de düşman kesilirler. Ellerine geçirmiş oldukları idare mekanizmasını bırakmaya yanaşmazlar. Tekelci-inhisarcı davranarak, medeniyet sahasında ülkenin geri kalmasına sebebiyet verirler. Onların bu yaptıkları ihanet, hatta cinayet hesabına geçer.
İşte, bu zor ve çetin vaziyet karşısında yine de pes etmek olmaz. Bu vatanın kalbinde yer alan Ankara, aynı zamanda hakikî sahibi olan milletin de kalbinde yer alıyor. Büyük bir maneviyat kutbu olan Hacı Bayram Veli Hazretleri (1352-1430) burada yatıyor. Beldenin manevî tapusu onun üzerindedir. Aynı şekilde, 1967'de dönemin demokrat hükümeti tarafından temeli atılan ve 1987'de inşaatı tamamlanan muhteşem Kocatepe Camii, yine bu şehrin kalbinde yer alıyor.