Konuşma adabı nasıl olmalı

Tabiat Risalesinin başlangıcındaki hâşiyede "Risale-i Nur'un mesleği, nezihâne ve nazikâne ve kavl-i leyyindir." Deniliyor. Yine başka bir yerde, "Kur'ân'ın tilmizi ise, mütevazı, heyyin, yani âsân ve leyyin, yani yumuşaktır." (Nurun ilk kapısı, 11. Ders) denmektedir.

Kavl-i leyyin; sözü yumuşak söylemek, muhatabı rencide etmeden tatlı bir dil ile maksadını anlatmaktır.

Aslında insanlarla konuşmalarımızda onları ikna etmenin en büyük vesilesi kavl-i leyyindir.

"Zira medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir." (Divan-ı Harb-i Örfi)

Kavl-i leyyin, çok ulvî bir meziyet ve güzel bir haslettir. Kişinin davasında muvaffak olması ve sözünün tesir etmesi, onun kavl-i leyyin sahibi olmasına bağlıdır.

Acaba bizler birer Müslüman olarak camilerde namaz kılmanın, bir cemaate mensup olmanın, her hafta Cumada diğer ehl-i imanla bütünleşmenin ve bayramlarda dost ve tanıdıklarla bayramlaşmanın bizlere birer nimet olduğunun farkında mıyız

Her insan için zor bir zaman dilimi vardır. Bu zamanlarda aslında çok büyük dersler ve ibretleri keşfetmek imkân dâhilindedir. İnsan kendine, çevresine ve çevresindeki diğer hayat sahiplerine özellikle konuşmalarında nasıl davran-dığının farkında olamıyor.

Bu kadar nimet içinde elbette zorluklar olacaktır. Mesela, aramızdaki dargınlıklar ve bundan dolayı bir birlerimizi sözlerimizle, (gerek karşı karşıya gerekse medya aracılığıyla) kırıp, yaralamak, yanlış bilgilerden dolayı birbirimizi yargılamak gibi..

Onun için bu şekildeki zor durumlarımızda insanlarla nasıl bir iletişimde bulunacağımız yani onlarla nasıl konuşmamız gerekiyor, konuşma âdabımızı düşünüyor muyuz

Kur'an'da Hucurât suresinde bize bunu açıklayan bazı ayetler var. "Başından sonuna kadar umuma hitap eden ifade tarzıyla Hucurât sûresi toplumların hukuk ve ahlâk ilkelerine dayanması gereğini vurgulamaktadır."1 Bunun için bazıları Hucurât suresine "Ahlak suresi" ismini vermişlerdir.

Mesela, bahsedeceğimiz bazı ayetlerde konuşma edebinden bahsedilmektedir.

Hucurât suresi ikinci ayette Cenab-ı Hak, "Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider."