Dert nedir
"Derdini söylemeyen derman bulamaz" demişler. Aynı zamanda "Kasap et derdinde koyun can derdinde." sözü de çok bilinir.
Derdi olmayan kişi pek yoktur bu dünya hayatında. Ama kişi dert dediği olayla karşılaşınca, ya "Bu da geçer ya hu" diyerek rahatlar. Veya "Allah kuluna kâfi değil mi"1 ve "Allah bilir siz bilmezsiniz."2 ayetlerini aklına getirerek tevekkül eder ve rahatlar.
Birinin dert dediğine diğeri şükür ediyorsa, o zaman derdin ne olduğu kesin değildir. Birine su içmemek bir derttir ama diğerine su içmesi dert-maraz olabilir. Kimine çok para dert, diğerine parasızlık derttir.
Onun için İmam Şa'bi, "Eğer insanlar belâların daha büyükleri ile karşılaşsalardı, bazı belâları afiyet olarak değerlendirirlerdi." demiştir.
Üstad bu konuyu şöyle veciz bir cümle ile belirtmiştir: "Bir derdin dermanı başka bir derde zehir olabilir. Bir derman hadden geçse dert getirir."3
Yani derman olması gereken şeyler bazen de dert olur. İçtiğin ilaç seni öldürür, birlikte güldüğün insan seni üzer. Böyle şeyler de olabilir.
Aynı zamanda, "Bir dert görünürse, devası âsândır."4 dendiğine göre bu konuda dikkatli ve bilgili olmak gerekiyor.
Peki, bu dert ölçüsü neye göre olacak Birinin başına gelmiş olay, konu o kişi hakkında dert midir yoksa değil midir, nasıl anlayacağız Neye göre, kime göre karar vereceğiz
Mesela su kaynatıldığında, patatesi yumuşatırken yumurtayı sertleştirir. 'Ekmeği bayat olanın yanında, pırlantası küçük olanın da derdi dert miydi gerçekten' Aslında hayatımız kısa, gidilecek yolumuz uzun. Her an ayağımız tökezleyebilir. Yolda yürürken bir anda çukura düşebiliriz veya bir araba bize çarpabilir. Ya da arabamızı sürmekte iken birden devrelerimizin elektrikleri kesilebilir. Hayat kısa...