Aile, medya ve çocuklar

Aile hayatımıza baktığımızda maalesef başta çocuklarımız olmak üzere bizler de telefon ve TV ekranlarına hapsolmuş durumdayız.

İstinye Üniversitesi'nden Prof. Dr. Peyami Çelikcan'ın, yeni nesil medya kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmeye yönelik çözüm yollarını değerlendirdiği1 açıklamasına baktığımızda, özellikle virüs salgını günlerinde medya araçlarına fazlaca bel bağlamak durumunda kaldığımız ve "yeni medya"nın esiri olduğumuz anlaşılmaktadır.

Bu aşamada çocukların medya araçlarına hem ders bahanesi ile hem de zaman geçirme isteğiyle fazla dikkat etmemeleri alışkanlığın hastalık derecesine ulaşmasına yol açtı.

Medya diyeti üzerine çalışmalar yürüten Prof. Çelikcan, her yaştan kişiler üzerinde olduğu gibi çocukların gelişiminde de olumsuz etkilere yol açan yeni nesil medya kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmeye yönelik çözüm yollarını şöyle ortaya koymuş:

"Pandemi döneminde ABD'de 3 bin ebeveyn üzerine yapılan bir araştırmaya göre, çocuklarının günde altı saatten fazla ekran kullandığını söyleyenlerin oranı 49'a ulaşmış. Pandemi öncesi dönemde bu oranın 8 olduğu düşünülürse, altı saat üzeri ekran kullananların oranındaki artışın 500'lere ulaştığını söylemek mümkün. Aynı araştırmaya göre, ebeveynlerin 85'i çocukların ekran kullanım sürelerindeki artış konusunda endişeli. Çocuklar pandemi öncesi günde ortalama 3 saat ekran kullanıyordu. Bu dönemde iki katına çıkan altı saatlik yeni sürenin bir ortalama olduğunu ve çocukların 28'nin ise sekiz saatten fazla bir süreyi ekranlar karşında geçirdiğini de dikkate almak gerek."2

Çocuklar genellikle anne babalarını örnek aldığı gibi, medya kullanımı konusunda da onları taklit etmektedir. Onun için önce kendi medya kullanım süremizi azaltmamız sonra da çocuklarımıza bunu göstermemiz gerekir. Ayrıca "yemek sofralarındayken kesinlikle herhangi bir ekranla (TV, telefon vb) ilişki kurulmamalı" fikri de faydalı olur.