Yok bir şey!

NEYİN var" sorusu ve türevleri yöneltilen bir kadının ortaya koyduğu tavırdır. Bilmiyorum da diyebilirdi keza. Hem 'Yok bir şey' hem de 'Bilmiyorum' aynı durum söz konusudur genellikle bence. Benim düşündüğüm; bunun tek dermanı ise "Neyin var" demek yerine o kadının kendisini ne kadar tanıyorsanız o kadar ince ve ayrıntılı yaklaşımlarla mevzuya ulaşmaya çalışmaktır. Kısacası çaba gerektirir. Ha "Tamam" diyerek uzaklaşmak da bir anlamda çözümdür ama o en tarafsız çözümdür. Aynı konuşma içinde ikinci kez tekrar edilmişse yaş tahtalara basıldığının göstergesidir. Ya sizin "Anlayamayacağınız" bir şey vardır ya ayrılık vakti yakındır ya da bir şey yapmışsınızdır da farkında değilsinizdir. Birkaç ısrardan sonra muhtemelen duymak istemeyeceğiniz bir şeyler söyler. Sonrası can sıkıntısı... Mesela bu konuda bir kadının isyanı: Sevgili erkek milleti! Çoğu zaman aklınızı yanınıza alıp -yaşamadığınızdan olsa gerekkadınlara söyleyebilecek bir şey bırakmıyorsunuz maalesef. O konu açılıp irdiklense bile "Aa ne var ki bunda" ya da "Ben onu hiç böyle düşünmemiştim", eğer olayın boyutu kötü yerlere ulaşmışsa da hiçbir işe yaramayan "Çok özür dilerim" gibi kanser edici cümleleri sarf edecek olan da sizlersiniz. Bunlar da sizin klişe cümleleriniz maalesef. Akıllı olun, söylettirmeyin siz de. Akıllıca yapılmış yanlışlıklar suskunlukla değil, gerekirse karşılıklı tartışmayla sonuçlanır. Somurtup oturmakla değil... Aldınız dersi hadi dağılın şimdi. Fakat burada benim şahsi kanaatim, erkeklerden sizin gibi düşünmenizi beklemeniz yalnış. Ayrıca bu konuda sorun olduğunu anlayınca üstüne gidip sorunu çözmek yerine çok farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık. Her halukarda anamızı ağlatma işini çok da layıkıyla yapıyorsunuz. Tamam sizin sıkıntınızı dile getiriyoruz. Fakat kusura bakmayın, hemcinslerimi de korumam lazım. - BU surat ne - YOK bir şey. - YOK mu Emin misin - EMİNİM tabii bu ne biçim soru Hem bir şey olsa neden söylemiyim ha Neden, ben bir şey