Travmalar yaşatan akraba ve komşu tipleri

ŞAPUR şupur öpen yaşlı teyzeler: Bunlar öptükten sonra resmen yıkanmış gibi olurdu suratımız. Silemezdik de alınırlar diye. "ANNENİ MI daha çok seviyorsun, babanı mı" diye soran aileye nifak tohumları ekmeye çalışan tip: Ufacık çocuğu o soru sorulur mu Hangisini desen diğeri üzülecek. Politik cevap verirdik bu soruya, "İkisini de" şeklinde... SENEDE bir gelip korkunç hikayeler anlatıp ödümüzü kopartan akraba çocukları: Bunlar bizden birkaç yaş büyük olurlardı. Hikayesini anlatıp giderlerdi. Sonra uyu uyuyabilirsen. Altına işemezsen gece büyük bir başarıydı. "SEN bizim çocuğumuz olsana" diyen evlat edinme meraklısı misafirler: Bunları gerçekten bizi götürecek sanıp tırsardık. Ancak, şimdi düşününce aralarında gayet zengin olanlar da vardı. MAHALLEDE bizi sürekli döven şişman komşu çocuğu: Nerede görse tokatlardı bu şişman. Dışarıya çıkmak kabus olurdu. Bu kabadayılar yüzünden evde oturup kitap okurduk mecburen. "BAŞKA yerde oynayın, keserim topunuzu!" diyen emekli amca: Mahallenin en stratejik noktasında bahçeli bir evde otururdu bu amca. İşi gücü bahçeye kaçan topları kesmekti. Karpuz gibi yarardı acımadan. HER çocuğun korkulu rüyası iğneciler: Bizim çocukluğumuzda işi sırf iğne yapmak olan yaşlı amcalar vardı. Bunlar askerliğini sıhhiyeci olarak yapmış zamanında. İğneye bunlar gelirdi. Yüzlerine bakması bile başlı başına kabus sebebiydi. Şimdiki çocuklar şanslı tabii. YARAMAZLIK yapıp suçu bize kitleyen misafir veletleri: Bunlar evin altını üstüne getirirdi. Valideler ve pederlerimiz de bunlara bağırmadıkları için hınçlarını bizden alırlardı. "SENİ benim kızla evlendirelim mi" diyen görücü tipli teyzeler: Eğer evleneceğiniz kız da oradaysa büyük bir utanma, kızarma sebebiydi bu. O kızın yüzüne bakmaz, hemen diğer odaya kaçardık. MİSAFİRLİKTE "O bir şey içmez" diyen anne tipi: Bizim yerimize konuşurdu annemiz. Yahu, belki yemek istiyoruz Bize söz