Pazar manzaraları

PAZAR demek, etrafta aralıksız söylenen minnoş ihtiyarlar demektir. Herhangi bir şekilde denk gelirseniz alttan alacaksınız. PAZARLARDA hızlı yürümeyi unutun, kalabalığa uyum sağlamayı öğrenmek zorundasınız. Sollama yapacaksanız, karşıdan kızgın bir teyzenin gelip gelmediğinden emin olun. KIMSE size burada beyhanım demeyecek. Mağaza değil burası. Kibarlık beklemeyin. "He buyur ne istiyon" PAZARLARDA iyi olan kazanır. Beğendiğiniz ürüne sahip çıkın. Adamın ağzından ekmeğini alırlar. DOMATES bile pazarlık yapmaya dahildir, fakat pazarcının sizi fırçalamasına da hazır olun. MEYVE sebze alırken dikkatli olmazsanız, arkadaki çürüklerden yiyebilirsiniz. Uyanık olacaksınız uyanık. PAZAR alışverişi "fast food" gibidir. Pazar esnafı iki saat sorularınızı cevaplamaz. Yersiniz şamarı. "Dükkanın önünü kapama, alacaksan al kardeşim." PAZARCI esnafı ürününü çılgın pazarlar. Gerekirse arkandan bağırır, "Gel gel naz yapma" der. Şaşırma. İLK defa pazara gidiyorsanız büyük olasılıkla kaybolursunuz. Pazara girdiğiniz yeri unutmayın. Sadece orayı sorun. Detay sorup kitleyi meşgul etmeyin. HALK pazarı deyip geçmeyin, burası ayaklarını yerden kesecek, harika deneyimler yaşayacağın yerdir. Kıymet bilin. AĞZINIZI açıp tezgahlara aval aval bakarken çantanıza biraz sahip çıksanız harika olur. Bir şey olmaz ama kısmet bu işler. ESNAFIN domatesini vıcık vıcık kurcalamayın. Kafanıza domates yiyebilirsiniz. PAZARCININ cinsiyeti olmaz. Doktor gibi düşüneceksiniz. O sütyeni takması hakkında asla kötü düşünmeyeceksiniz. PAZARCI "Domatesi aldın, yarım kilo da biber vereyim" derse alacaksınız, almazsanız küsebilir. SON olarak pazarda röportaj yapmaya kendini adamış muhabirin teki,