1860 YILINDA Papa 1. Nikolas, nişan yüzüğünün evlenme arzusunu bildirmek üzere takılmasını zorunlu kıldı. Evliliğin fedakarlık gerektirdiği savıyla da yüzüğün altın olmasını şart koştu. Yahudiler evlilik yüzüğünü işaret parmağına, Hintliler ise başparmaklarına takıyorlardı. Yunanlılar aşk damarının sondan bir önceki parmak üzerinden geçip doğrudan kalbe ulaştığını keşfettiler. Hristiyanlar ise bunu bir adım ileri götürdü. Törenlerinde yüzük önce baba adına işaret parmağının ucuna geçirilip, oğul adına orta parmağa aktarıldıktan sonra kutsal ruh adına yüzük parmağına geçirilmeye başlandı. ALYANS ilk kez eski Mısırlılar'da görülüyor. Sol elin üçüncü parmağından (bazı kaynaklarca bizim yüzük parmağı olduğunu bildiğimiz dördüncü parmak olarak geçiyor) geçen damarın doğrudan kalbe gittiği keşfedilmiş ve bu yüzden sol elin üçüncü parmağı kullanılmış. HALKA olmasının nedeni de yuvarlak şeklinin sonsuzluğu simgelemesiymiş. YUVARLAĞIN ortasının boş olması da hem bilinene hem bilinmeyene açılan bir kapıyı ifade ediyormuş. ÖNCELERİ değersiz metalden yapılmış ama daha sonra zenginliği göstermesi amacı ile değerli madenlerden yapılmaya başlanmış. ANTİK Roma'da erkekler yüzük için bakır ve pirinç yerine demir kullanıyorlarmış, çünkü erkeğin kadına duyduğu aşkın güçlülüğünün bir simgesiymiş bu metaller. RÖNESANSTA ise İtalya'da gümüş olarak kullanılmış. Bu arada İngiltere ve Fransa'da da kabul görmüş. ALTINA geçiş ise İrlandalılar'ın başının altından çıkmış. İrlandalılar, "Eğer yüzük altın değil de başka maddeden yapılmışsa uğursuzluk getirir" demişler. Ama bu o sıralar çok uygulamada durmamış. YÜZÜĞÜN tam oturması da önemli. Çok sıkı duran yüzük acılı bir kıskançlık, çok bol duran bir yüzük umursamazlık belirtisiymiş. ASYA ve Arap kökenli bir 'Puzzle ring' kavramı da alyansla ilişkili. Bu puzzle ringler açmayı bilenler tarafından açılıp kapanma özelliğine