90'ların pazar günü

OKUL günleri zor uyanan çocuk, sabahın köründe uyanır. EVDEKİLER uyanana kadar envai çeşit çizgi film izlenir. BANYODAN ve odadan tıkırtı sesleri gelmeye başladığında tereddüt başlar. Televizyonun devir teslim süresine kısa bir süre kalmıştır. ÇAYDANLIKTAN gelen duman, bir nevi kahvaltının işaret fişeğidir. BU aynı zamanda bakkala gönderilecek evin en küçüğüne de bir uyarıydı. KAHVALTI eşliğinde Barış Manço ile 7'den 77'ye programını unutmak olmazdı. 90'LAR gazete kuponlarıyla ev düzülen yıllardı. Bakkala televizyonun gelip gelmediği sorulur. Genelde de elde ekmek poşetiyle hayal kırıklığı içinde eve dönülürdü. O ESNADA bir pazar klasiği haline gelmiş kovboy filmlerini unutmak olmaz. NE işe yaradığı hala akıllarda soru işareti yaratan vitrinin tozu alınırdı. Vitrin bir iki saat sonra yine tozlanırdı. GAZETELER o dönem ayrı önemliydi. Pazar ekleri, içinden çıkan dergiler, fırsat kuponları derken öğle vakti çoktan geçmiş olurdu. ALIŞVERİŞTE bilmem ne kulübün bilmem kaç oranında indirim kuponları olmazdı. "Fiş almasak ne olur" diye pazarlık yapılırdı. HAVA kararırken lale devrinin bitmeye başladığı fark edilirdi. Ödevlerin yapılmadığını fark etmek pazartesi sendromunu saatler öncesinden yaşatırdı. O SIRADA mutfaktan balık kokuları gelirdi. Akşama kadar olan süre normal süreden daha kısa gelirdi. YALNIZ daha büyük bir travma vardı; pazar banyosu! Kurulanırken efsane dizi Bizimkiler'de artık repliklerini bile ezberlediğimiz karakterlerin maceraları ilgiyle izlenirdi. YATAĞA gidiş uyarısı geceye doğru gelirdi. Nemli saçlarla zorla yatağa gidilir, yarım kalan ödevler düşünülür, sonraki gün bir mucize