Bunlar dünyayı öldürmek istiyor

Eşkıyalığın da bir ölçüsü, bir sınırı var, bunlarda yok. Öyle arsız, öyle yüzsüz ve öyle kanun ve kural tanımazlar ki, her çağda olduğu gibi bu çağda da Firavun rolündeler.

Savaşlar çıkarıp ülkeleri işgal ediyorlar. Öldürüyorlar ve adeta dünyada insan avcılığı yapıyorlar. Kendi çıkarları ve saltanatlarının devamı için dünyayı ateşe verecek kadar da gözleri dönmüş bunların!

Hiç dur durak bilmiyorlar. Fitne ve fesat çıkarıp ekini ve nesli bozuyorlar. İnsanlık, bunların yönetiminde hiç bu kadar yalnız, çaresiz ve korumasız hissetmemişti kendini. Peki, bu katil kim Batı medeniyeti. Yani "tek dişi kalmış canavar."

Bilelim, bu canavar her çağda aynı kimlikteydi. Zalim ve katil kimliğinde. Bozguncu, İşgalci ve soykırımcı "Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor." Merhum Aliya İzzetbegoviç'in şu ifadesi kulağımıza küpe olsun: "Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve refahı; devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur."

İşte Gazze…

Hiroşima'dan hiç bir farkı yok canım Gazze'nin. Atom bombası atılmış gibi korkunç yıkım ve enkaz yığınları arasında hayatta kalmanın mücadelesini veriyor kardeşlerimiz. Açlık, yokluk ve yoksulluk diz boyu. Yaşam şartları çok ama çok ağır Gazze'de!

Olmadık kötülüklerin, binlerce cinayetin ve pis işlerin katilleri hiç utanmadan bir de kalkmışlar, batı değerlerinden, ahlaktan, özgürlük ve demokrasiden, hak ve hukuktan dem vurmazlar mı Değil bunlara insan demek, hayvan bile denmez desek yerindedir.

Biz bu haydutları Mekke'den, Endülüs ve Çanakkale'den, gelin bu tarafa Irak, Afganistan ve Suriye'de işledikleri korkunç katliam ve adi suçlarından tanıyoruz. Ne merhamet ne de bir insanlık vasfı var bu zalimlerde!