Enflasyon Raporu, eklentiler ve bazı sorular

Geçtiğimiz Perşembe günü Merkez Bankası bu yıl için II. Enflasyon Raporu'nu yayımladı. Malumunuz olduğu üzere yüksek seyreden enflasyon nedeni ile bu konudaki tüm gelişmeler, tahminler ve açıklamalar büyük önem taşıdığı için söz konusu raporu merakla bekliyorduk. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın yaptığı sunum ile açıklanan raporun en önemli maddesi 2024 yıl sonu enflasyon tahminin yukarı yönlü revize edilmesiydi. Yeni rapor döneminde cari yıl sonu enflasyon tahmini 36'dan 38'e revize edilmiş. Hatırlayacağınız üzere ilk rapor döneminde revizyon yapılmamış ve Merkez Bankası bu konuda eleştirilmişti. Hatta bu konu hakkında soru sorulduğunda Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, "İddiasız hedef koyan merkez bankası zaten oksimorondur." diyerek alınan kararı savunmuştu. Bugün geldiğimiz noktada ise Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etmeyi tercih etmiş durumda. Bunun ana nedenleri olarak iç talebin henüz istenen seviyeye düşmemesi, emtia ve ithalat fiyatlarına ilişkin varsayımların yukarı yönlü güncellenmesi ve gıda fiyatları ile hizmetler sektörü enflasyonundaki katılığı sayabiliriz. Karahan'ın açıklamalarındaki bir diğer önemli husus yıllık enflasyonun Mayıs ayında zirve yapacağı ve bunun da tahminen 75-76 seviyelerinde olacağını ifade etmesi. Açıkçası bu daha önceki tahminlerden biraz daha yukarıda ve yıl sonu için 38 olarak revize edilen yeni ara hedefin de yakalanmasını zorlaştıran bir seviyeye işaret ediyor. Elbette Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele sürecinde işi kolay değil. Bazıları yurtdışı kaynaklı gelişmeler de olmak üzere çok sayıda değişken var. Bu değişkenlerdeki değişiklikler hedeflere ulaşmayı engelleyebilir ya da zorlaştırabilir. Bu da son derece doğal bir durum. Ancak tüm bunlara rağmen ilk rapor döneminde daha gerçekçi bir hedef belirlenip bu rapor döneminde onun arkasında durmanın daha inandırıcı olabileceğini de hatırlatmakta fayda var. Son olarak 36'lık ara hedefin yukarı yönlü güncellenmesi konusunda akla gelen bazı sorular var. Mesela ilk rapor döneminde politika faizi 45 iken, seçim öncesi politik riskler varken ve nihayet döviz kuru beklentileri çok daha yüksekteyken yapılmayan yukarı