Görmemek için kör olmak lazım

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopteri düştü mü düşürüldü mü Reisi, kazaya mı yoksa suikasta mı kurban gitti tartışmaları bence boşunadır.

Reisi'nin helikopteri henüz bilmediğimiz bir yöntemle düşürülmüştür.

Kazanın ardından enkaza ulaşmak için geçen 13-14 saatte neler olduğunu da henüz bilmiyoruz.

Reisi kazadan sonra canlı mıydı Kazadan hiç kimsenin yaralı bile olsa kurtulmamış olması, soru işaretlerinden biri.

Hemen herkes, Reisi'nin ölümünün bir suikast olduğu konusunda hemfikir

Peki nasıl ve kim Sorusuna verilen cevaplar muhtelif.

Gazze-Filistin konusunda yaşananlar nedeniyle ilk şüpheli İsrail. Ardından kuşkuların yoğunlaştığı ikinci ülke Amerika.

Fakat bu kazanın ardından gördük ki; İran'ın içinde de büyük bir taht kavgası yaşanıyormuş.

Reisi'nin resmi cenaze törenine, üç eski cumhurbaşkanının katılmaması.

Hamaney'den sonra Dini Lider olarak, Reisi'nin en güçlü aday olması.

İran'ın kaza ile ilgili ayrıntıları şu ana kadar paylaşmamış olması. Kara kutu ile ilgili hiçbir bilgi verilmemesi.

Bu soru ve tereddüt cümlelerinin sayısını sayfalar dolusu yazabiliriz.

Sonuçta gelinen nokta şu: Reisi ya bölgede vekaletler savaşı yürüten güç odaklarından biri tarafından öldürüldü. Ya İran'daki iç hesaplaşmalara kurban gitti. Ya da güç odaklarının İran'daki derin yapılarla işbirliği sonucu tasarlandı.

TÜRKİYE İRAN İLİŞKİLERİ DÜZELECEKTİ

Türkiye-İran ilişkilerinin öteden beri limoni olduğunu biliyoruz.

Ancak iki ay önce Reisi'nin Ankara ziyaretinde ilişkilerin ilerlemesi noktasında önemli bir mesafe kaydedilmişti. Reisi açıklamasında GazzeFilistin konusunda Türkiye ile aynı çizgide olduklarını da vurgulamıştı.

Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesinde Türkiye ve İran'ın birlikte yol yürümesi, bölgedeki SiyonistEvanjelist etkinin kırılması için çok önemliydi. Irak'la yapılan Kalkınma Yolu Projesi anlaşmasına İran'ın da dahil olması çok önemliydi ve bu mümkün olabilirdi.

Helikopter kazasında Reisi ile birlikte hayatını kaybeden Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Türkiye-İran ilişkilerinin düzelmesi gerektiğine inanıyor ve bu uğurda çaba harcıyordu.

Abdullahiyan'ın yerine Ali Baqeri Keni İran'ın yeni dışişleri bakanı oldu. Baqeri, ABD ile yürütülen nükleer program görüşmelerinde İran'ı temsilen Amerikalılarla sıklıkla görüşen bir isimdi. Yani, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaktan yana olan Abdullahiyan'ın yerine, Amerikalılarla görüşmeleri yürüten bir isim dışişleri bakanı oldu. Bana ilginç geldi.