FETÖ elebaşının ölü kedi stratejisi

Aklınca, "ölü kedi stratejisi" kullanacak, gündem değiştirecek, toplumun yerel seçimlere olan dikkatlerini dağıtarak, gündemi işgal edecek İnsanların içine korku salacak, biz bunları öldü sanıyorduk, meğer ölmemişler yeniden dirilmişler, eyvah yandık, ya eski güçlerini kazanır, tekrar devleti ele geçirirlerse halimiz nice olur, dedirtecekler

Acaba iktidarla anlaştılar mı ki, dün başka ülkelere kaçan firariler, bu gün yurda dönüyor ve bir kısmı da girerken yakalanıyor. Yoksa iktidar, oy uğruna 15 Temmuz direnişçisi milleti sattı mı, onlarla anlaşmaya mı vardı ki, Danıştay, sorumsuzca bir karara imza atarak 450 FETÖ'cü olduğu kanıtlanmış hakim ve savcıyı görevine iade ediyor, bir de tazminat ödenmesini hükme bağlıyor vs. gibi bazı münferit olayları tezvirat ile harmanlayarak toplumun iktidara ve devletine olan güvenini sarsmaya çalışıyorlar.

Medyadaki bir kısım refiklerimizin paniklediğini de görüyoruz. Onları heyecana getiren, elbette vatan sevgisi, devletin bekası endişeleridir. Fakat bilmeden de olsa, bu panik havasıyla FETÖ'nün değirmenine su taşımış oluyor, onların gayelerine katkı vermiş bulunuyorlar.

Son yayınlanan videodaki hali, nasıl bir kurgunun oyuncağı olduğunu çok açık gösteriyor. Yapmak istediğinin aksine, mesajlarında kendi bitmişliğini, kendi tükenmişliğini ele veriyor. Aslında ölü kedi stratejisini o kullanmıyor, birileri tarafından ölü kedi stratejisinde ölü kedi olarak kullanılıyor.

Öncelikle, yeniden dirilişi hafife almamak lazım, diyor ki, böyle bir dirilişin olmadığını, aslında yalan söylediğini, onun kurgu üzerine konuşacağını karşısındaki muhataplarının da bildiğini bu cümle deşifre ediyor. Maksat gerçekten var olan bir dirilişin ilanı olsaydı, FETÖ elebaşı bu maksadını bu kadar nahif bir cümle ile ifade etmez, vallahlı, billahlı tekitler kullanarak kesin ve net cümlelerle ifade ederdi. Ortada bir diriliş yok ki, anlatımında bu kadar kırılgan, muhataplarından güven dilenen bir üslup kullanıyor.

Muhataplarına "buradaki arkadaşların çoğuna da aşinayım, simalarından tanıyorum" demesi de uzun zamandır konuşulan ve yanına gelenleri artık tanıyamadığını dillendiren söylentilerin doğruluğunu tasdik ediyor. Aksine bir durum söz konusu olsaydı, böyle bir izaha ne için ihtiyaç duyulsun ki

Mehmet Akif'ten: On dört asır evvel böyle bir geceydi Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi mısralarını okumasındaki sübliminal mesajı ise bizzat kendisini ifadedir. Çünkü o, peygamberimizin günümüzdeki izdüşümünde kendisinin olduğuna inanan ve bu konumu bir başkasıyla paylaşması mümkün olmayan bir saplantı içindedir. Adil Öksüz'ü kastetmesi söz konusu değildir.