Terör bitmelidir
Latif Erdoğan
Devlet adamının devletin bekasından başka ideolojisi olmaz; misyonu olur. O da kendisine verilen misyonu eda eder; kendisine devlet tarafından ne misyon verildiğini de sır olarak saklar, sırrını namus bilir.
Devletin, terörü bitirmek azmini tebrik ile karşılarken, konunun çözümünde kime ne misyon verildiği hususunda lüzumsuz münakaşalara girmenin pek bir anlamı yoktur. Bizler neticeye odaklanma durumundayız. O da terörün bitirilmesi, akan kanın durdurulması, gözyaşlarının dinmesi, ağlayan anaların arşa ulaşan feryatlarının son bulmasıdır.
Bir başka açıdan değerlendirildiğinde devletin terörle mücadele uğruna harcadığı milyarların, ekonomi gibi, eğitim gibi, sağlık gibi, teknoloji gibi, ulaşım gibi alanlara kaydırılması; emeklilerin, işçilerin, memurların şimdikinden kat kat fazla hayat standartlarının yükseltilmesi terörün bitirilmesi ile eş anlamlıdır; bu önemli fırsat kaçırılmamalıdır.
Mesele bir devlet politikası iken, konu şahıslara, partilere indirgenerek değerlendirilmemeli; dört bir tarafımızdan ateş çemberiyle sarıldığımız şu dönemde, milli birlik ve beraberliğin natürel refleksiyle hareket edilmeli, her türlü ayrımcı, şovenist, hizipçi, mezhepçi düşünce ve eylemden uzak durulmalıdır.
Dünya daralıyor. Süper güçlere kendi siyasi coğrafyaları az geliyor. Onlar emellerine küçük devletleri daha da küçülterek, onları da yine küçük parçalara bölüp kantonlara dönüştürerek varmak peşindeler. İsviçre'nin her bir kantonuna mukabil modelde devletçiklerle yeni bir dünya haritası çiziliyor. ABD, İngiltere, Rusya, Çin bunun peşinde. Onları kullananlar da elbette aynı küreselci Siyonist güçler. Türkiye bunlara karşı direniyor; mukavemet gücünün kırılmaması için de enerjisini başka yerlere dağıtmaması gerekiyor. Bunun için de terörü ya uzlaşarak ya da kuvvet kullanarak bitirmek, sonlandırmak istiyor.
Geçmişte kadük kalan terörü sonlandırma teşebbüsleri o günün şartlarına göre değerlendirilmeli, günümüze emsal kabul edilmemelidir.
Daha önceki 2013- 2015 teşebbüslerinde MHP bu işin en şiddetli muhalifi iken, şimdi oyun kurucu pozisyondadır; bu da söz konusu teşebbüsün kuvveden fiile çıkması için tek başına yetecek potansiyel güç demektir.
Devletin terör üzerindeki caydırıcılığı geçmişle kıyas kabul etmeyecek ölçekte artmıştır; bu da yine terörü sonlandırma adına çok önemli bir avantajdır.
Geçmişte, FETÖ denen hain çetenin devlet imkanlarını PKK lehinde kullanma gibi bir kahpeliği söz konusuydu; 15 Temmuz sonrası yapılan operasyonlarla bu çete de çökertilmiş PKK devlet içindeki en büyük desteğini kaybetmiştir.
Trump'ın ikinci kez ABD başkanlığına seçilmesiyle birlikte başlaması beklenen Amerika'nın dış politikasındaki paradigma değişikliği de PKK'yı hem yurt içinde hem de yurt dışında hamisiz, desteksiz bırakacak bir sürece itecek gibidir. Bu da yine devletimizin terör karşısında elini güçlendiren bir başka husustur.

86