Siyasal sistem üzerine

Siyasal sistem üzerine

LATİF ERDOĞAN

Türkiye'nin ve dünyanın gündeminden düşmeyen müşterek mesele "siyasal sistem"dir.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi vesileyle Çin Başkanı Şii tarafından şeref konuğu sıfatıyla Çin'e davet edilmesi sistem konusunu tekrar gündeme taşıdı.

Konuyla ilgili pek çok makale yazıldı, televizyon kanallarında konu uzun uzun tartışıldı. Bu vesileyle bizde şahsi görüşlerimizi sizinle paylaşalım istedik.

Latin ve Grek kökünden gelen bir kavram olan sistemle ilgili pek çok tanım var. Fakat bizim de benimsediğimiz tanım: "Birbirine karşılıklı bağımlılık ilişkileriyle bağlı parçalardan oluşan bütüne verilen addır."

Elbette bu parçaların neler olduğu ya da neler olması gerektiği hususunda bir konsensüs yoktur. Öyle olmadığı için de genel kabul görmüş bir sistemden bahsetmek zordur.

Dünyayı tek kutuplu yönetmeye alışmış mevcut sistemin alternatifi kesinlikle çok kutuplu bir dünya düzeni öngören sistem olmamalıdır. Projelendirilmesi gereken sistem kutupsuz bir dünya düzeni teklif etmelidir. Fıtri ve kalıcı olan da ancak böyle bir sistemdir. O da evrensel normlardan oluşmak durumundadır.

"Sistemin en önemli özelliği en ufak bir parçası bile değişse bütünün bundan etkilenmesi ve değişmesinin kaçınılmaz olmasıdır." Bu tespit bizim de aynen kabul ettiğimiz bir tespittir. Onun için de sistemi, bölünemez, parçalanamaz bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini söylemekteyiz.

Sistem ile rejim çok kere birbirine karıştırılan iki kavramdır. Hem sistemin hem de rejimin ulusal ve uluslararası ölçekte ele alınması gerekir. Ulusal rejim, devleti meydana getiren unsurları müşterek bir düşünce ve idealde bir araya getirme ve bir arada tutma faaliyetidir. Ulusal sistem ise ulusal ölçekli rejimi uygulamaya koyma kabiliyetidir.

Uluslararası rejim, birden çok devleti çıkar ya da kaygı merkezli bir araya getirme ve bir arada tutma faaliyetidir. Uluslararası sistem ise uluslararası rejimi uygulamaya koyma kabiliyetidir. Sistem soyut rejim ise göreceli de olsa somut bir kavramdır. Yani rejim, sistemin ete kemiğe bürünmüş halidir. Rejim ceset ise sistem ruhtur. İkisi bir arada olduğunda hayat bulmuş olurlar. Ve bunlar asla ikisi birlikte ve birbiriyle uyumlu olmadan işlevsel varlık gösteremezler.

İnşada önce sistem sonra rejim gelir. Sistem olmadan rejimden bahsedilemez. Sistemsiz rejimin yaşama şansı yoktur.

Sistemin ontolojik özneleri, ilim, ahlak, adalet, dindir. Sosyolojik öğeleri ise, bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset, spor, sanat ve estetik kavramlarıdır.