Şevk turu
LATİF ERDOĞAN
Bazı olaylar vardır ki insanın umut dünyasını altüst eder. İnsan o demlerde rüzgar önünde savrulan kuru yaprağa döner. Hele bir de insanın dostlarının arasına dost görünenler de girmiş ve onlar da yesi, ümitsizliği körüklemeyi vazife edinmişlerse
Böyle durumlarda şevk en korunaklı limandır. Bütün hadiseler aleyhte görünse, bütün kurtuluş sebepleri bir bir erise bitse, tek başına şevk bütün hadiseleri lehe çevirir; kurtarıcı sebepleri kişinin etrafında pervane haline getirir.
Şevk gücünü imandan alır da ondan. Her şeye gücü yeten, her dilediğini yapmaya muktedir olan, bütün sebepler O'nun kudret elinde bulunan, her şeyi ezelde nasıl takdir ettiyse öyle yaratan bir Allah'a iman. Kulun en gizli hatırat-ı kalbini bilen, yalvarış ve yakarışlarına mutlaka karşılık veren; bütün talep edilip istenenleri musahhar kılmada olması gerekenleri emrine boyun eğdiren bir Allah'a iman.
Şevk imanla orantılı seyreder. İman ne kadar güçlü, kuvvetliyse şevk de o derece güçlü kuvvetlidir. İman insan hayatını yönlendirmede ne kadar aktifse şevk de insan hayatını yönlendirmede o kadar aktiftir. İman şevkin, şevk imanın göstergesidir. İmanın olduğu yerde korku, şüphe, tereddüt olmadığı gibi şevkin olduğu yerde de bunlar olamaz. Bıkkınlık, yılgınlık gibi negatif haller şevkin yanına sokulamaz.
"Onlara bir kısım kişiler "İnsanlar size karşı toplandılar; onlardan korkun" dediklerinde bu onların imanını artırdı ve "Allah bize yeter; O ne güzel vekildir" dediler."( Ali İmran, 173) ayeti böylesi bir şevki resmeder.
Şevk, bütün hareket, hamle ve aksiyonların canıdır, ruhudur, dinamosudur. Şevk olmadan yapılan çalışmalar ruhsuzdur, ölüdür, heyecansızdır. Bu manada şevk, beyaz hırstır. Saftır, durudur, günahsızdır.
İnsan, başına şevkini kıracak bir hal arız olduğunda mutlaka bir şevk turu yaparak bu arızadan kurtulmamanın çaresine bakmalıdır. Şevk turu, kendi yaşadığı hayat serüveninde yapılabilir. Daha önce yaşadığı nice olumsuz halden kurtulduğunu, nice bela ve musibeti sabırla, şükürle karşıladığını düşünür; bu da geçer ya hu diyerek yeni bir şevk tazelenmesi yapar.
Kendi özel hayatında böylesi bir deneyimi yoksa şevk hususunda bir model şahsiyet bularak onu kendine örnek edinir. Bu yolla da şevkini yenilemiş olur. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere bizim için şevk tazelenmesine yüzlerce defa yetecek model örnekler bulmamız mümkündür.
Düşünelim ki, Hudeybiye sulhunun bütün ağır şartlarına rağmen; şartların ağırlığı Efendimiz'in Mekke'yi Fethetme, İslam'ı bütün dünyaya yayma şevkinden zerre kadar eksiltme yapamamış, aksine onun şevki Hudeybiye'yi bir yakın fethe dönüştürmüştür.

95