İslam davetinin beş anahtar kavramı
Latif Erdoğan
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et; onlarla en güzel yöntemle tartış. Kuşkusuz senin rabbin, yolundan sapanların kim olduğunu en iyi bilendir; O, doğru yolda bulunanları da çok iyi bilir." (Nahl, 125)
Ayet bize, dine davetin anahtar kavramlarını öğretiyor. Hikmet, güzel öğüt, iyi tartışma
"De ki: 'İşte bu benim yolumdur. Ben, ne yaptığımı bilerek basiretle Allah'a çağırıyorum; ben ve bana uyanlar (bunu yapıyoruz). Allah'ı ortaklardan tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.' " (Yusuf, 108) ayetinde de davetin bir başka anahtar kavramı olan basirete dikkat çekilir.
Kur'an'ın, yapmadığını söylememe (Saf, 2-3) gibi genel vurguları düşünüldüğünde bu kavramlara tebliğ ettiğini temsil etme kavramını da eklememiz gerekir. Böylece İslam davetinin beş anahtar kavramına ulaşılmış olunur.
Hikmet, istikamettir. Sözlü ve fiili her davranışı ulvi bir gayeye, yüce bir maksada bağlamak, gayesiz, maksatsız halden, sözden uzak durmaktır. Ayrıca o, her türlü abartıdan, her türlü ifrattan kaçınmayı da içerir. İfratın karşıtı olan tefrit hali de yine hikmetin asla kabul etmediği davranışlardandır.
Hasan-ı Basri hazretleri hikmete vera manasını verir. Vera takvadan daha aşkın bir haldir. Takva günahlardan, yanlışlardan, hatalardan sakınmak, vera ise tüm bu olumsuzluklardan korkmayı ifade eder. Ona göre zerre miktar vera, bin rekat nafile namazdan, bin günlük nafile oruçtan daha hayırlıdır.
Hasan-ı Basri bir gence "Dinin esası, özü nedir diye sordu; genç "veradır" diye karşılık verdi. Hasan-ı Basri, "peki dinin afeti nedir" diye tekrar sordu. Genç "Aşırı istek ve kanaat etmemektir" diye cevap verdi. Verdiği bu cevaptan dolayı Hasan-ı Basri bu genci beğendi, taktir etti.
Hikmet aynı zamanda kuşatıcı ilmi de ifade eder. Davet adamı mutlaka hikmetle, kuşatıcı ilimle donanımlı olmalıdır. Böylece o, insanlara akılları nispetinde konuşma marifetini de elinde bulundurmuş olur; iptida ile intihayı aynı anda ifade başarısına ulaşır. Yani her seviyeden insan onun davetinden, irşadından istifade eder. Ve sözlerinde, davranışlarında mantıki boşluklara yer vermez.
Güzel öğüt, nasihattir. Nasihatin aslı ise samimiyettir. "Din nasihattir" hadis-i şerifi bu manayı vurgular. Yani davet adamı, yaptığı davetin samimi bir savunucusu olmalıdır. Dediklerine öncelikle kendisi sarsılmaz bir iman ile inanmalı ve davetinde ilahi rızadan başka hiçbir gaye ve maksat gözetmemelidir. Bu manada ihlas nasihatle eş anlamlıdır.