"Hevasını ilah edineni gördün mü" (Furkan, 43)
Heva, insan ruhundaki şerre olan meylin kendisidir. Kur'an'da hevanın ehva şeklinde çoğul olarak zikredilmesi, bir kimsede hem başkalarından farklı bir hevânın olabileceğini ve hem de aynı kimsede sonu gelmeyen hevâ türlerinin bulunabileceğini işaretler.
Allah, insan ruhunu iki ana kısma ayırmış, bir kısmını hevanın, diğer kısmını ise hidayet kaynağı anlamında hüdanın eline teslim etmiştir. Heva, insan ruhundaki bütün batıl ve kötülüklerin ana kaynağıdır. Hüda ise her türlü erdem, fazilet ve iyiliklerin membaıdır.
İnsan ruhu bu iki zıt kutbun dengesiyle dengelenmiş, hangi taraf ağır basarsa, o yönde hal değiştirir olmuştur.
Heva, kendi varlığını pek çok zaafla perdelemiş, insan o zaaflarıyla uğraşırken hevanın varlığından habersiz kalmıştır. Onun varlığından bizi haberdar eden vahiy bilgisi, yani Kur'an'dır.
Heviye-yehvâ fiili, "sevdi ve meyletti" anlamlarına gelmektedir. Nefsin kötü isteklerinin isimlendirildiği hevâ kelimesinin kökeni, hâkim olan görüşe göre bu fiildir. İsim olarak da kullanılan hevâ kelimesi, aynı zamanda bu fiilin mastarıdır. Bu fiil Kur'ân'da üç kez zikredilirken, hevâ kelimesi, çoğulu ehvâ kelimesi ile birlikte toplam yirmi yedi kez zikredilmiştir." (Geniş ve güzel bir analiz için bkz. Kur'an-ı Kerim'e Göre Heva Kavramı ve Dalaletteki Rolü, Kadir POLATER)
Nefis, hevanın askerlerinden sadece biridir. Nefse güç veren, onu yönlendiren yine hevadır. Nefis terbiye olsa, safiye mertebesine ulaşsa bile heva sadece bir neferini kaybetmiş olur. Bu kayıp onun kendi varlığını sürdürmesine hiçbir engel teşkil etmez. Bu sebeple de diğer zaafları silah olarak kullanır, hiç umulmadık kişilere hiç umulmadık kötülükler yaptırır.
İnsanın aklı selim, iradesi güçlü, vicdanı sürekli uyanık ise hevaya teslim olmaz. Fakat, bütün batıl şeyler gibi küfür ve nifakın da bataklığı olan heva esas iman gücü karşısında çaresiz kalır, gücünü, dermanını kaybeder.
Bu sebepledir ki, heva karşısında mağlup olmamanın hatta onu mağlup etmenin en kestirme yolu, imanda tahkike ulaşmak, imanda zaafa uğramamaktır. Heva mağlup edildiğinde, kullandığı askerler de mağlup edilmiş, ellerinden silahları alınmış olur.
Bundan sonrasını ikinci bir aşama takip eder. Hevadan boşalan yerleri hüda nuru istilaya başlar. Böylece insan ruhu her türlü erdemle donatılarak mükemmel hale gelir.
Günümüzde hevayı mağlup etmenin en kestirme yolu, imanın kuvvetlenmesine yardımcı olacak eserlerin okunmasıdır. İmanın taklitten tahkike ulaşması şarttır. Taklidi iman ile hevaya karşı durulması mümkün değildir.

148