Dava ruhu

Dava ruhu, peygamber ahlakıyla ahlaklanmanın adı Davasını gaye, gayesini dava edinme hali Bir elime güneşi, diğer elime ayı verseniz yine bu davamdan vaz geçmem Nebi (SAV) haykırışının bütün dünyevi tekliflere karşı ve bütün bir ömür boyu hal diliyle, yaşanarak söylenişi

Dava ruhu, Allah'a adanmışlığı en yüce gaye ve hedef kabul ederek o hedefe doğru istikamet üzere yürüyüşü sevda haline dönüştürme cehdi, dönüştürme gayreti... Yani, "De ki, benim namazım, her türlü ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi alemlerin rabbi olan Allah içindir"(Enam,162) ayetinin insan mahiyetinde ve ihlas boyutlu yankılanışını temsil etme keyfiyeti

Dava ruhu, bütün kainatta okunan tevhit zikrini ruh, kalp ve bütün latifelerle duyma sonra da başkalarına duyurma ameliyesi Yani, "Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız. O halimdir, bağışlayıcıdır."(İsra, 44) ayetini duyarak, hissederek, anlayarak okuma marifeti

Dava ruhu, kainat mescid-i kebirinde Kur'an'ın kainatı nasıl okuduğunu idrak ile başlayan tefekküri yolculukta; hem dıştaki hem de içteki ayetleri bir bir müşahede ederek Allah'ın her şeye şahitlik ettiği şuuruna ulaşma başarısı Yani, "Kur'an'ın gerçek olduğu kendileri için apaçık belli oluncaya kadar onlara çevrelerinde ve kendilerinde bulunan delillerimizi hep göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahitlik etmesi onlar için yeterli değil midir" (Fussilet, 53) ayetinde anlatılan hakikatle sırlanma seçkinliği

Dava ruhu, kerim olmayı emreden fıtrat kuralına ebedi riayet... Yani, "Andolsun ki biz Ademoğlunu kerim kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün yaptık" (İsra, 70) ayetinde bahsedilen, insana bahşedilmiş nimetlerin şükrünü eda edebilme edebini karaktere dönüştürme becerisi

Dava ruhunun ruhu isar Başkalarını kendi nefsine tercih etme özgürlüğü Bencilliğe vurulan öldürücü darbe Yani, "Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onlara kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Haşr, 9) ayetinde anlatılan özelliklerle donanımlı olma hali İmanın olmadığı yerde isardan, onun bulunmadığı yerde sağlam bir içtimai yapıdan bahsetmek abes Dünya ve ahiret kurtuluşu, iman ve isara kilitli

"İnanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin"(Şuara, 3) ayeti, Efendiler Efendisinin isarda ulaştığı, başkasının ulaşması imkansız merhaleyi işaretlemesi bakımından ayrıca önemli. Ve işte isar dersini ondan almış bir veli kulun kükreyişi:

"Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur'an'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selamette görürsem, Cehennem alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur."