Köklerin kanatları

Usta bir marangoz, elindeki asırlık çınar parçasını okşarken şöyle demişti: "Evlat, bu ağaç sadece toprağa tutunduğu için devrilmedi, toprağın hikayesini bildiği için meyve verdi." Bizim hikayemiz de tam burada başlıyor. Geçmişi sadece bir tozlu raf, geleceği ise belirsiz bir hayal sanıyoruz.

Veriler gösteriyor ki; kökleri ile bağını koparan toplumlar, rüzgarın estiği her yöne savrulmaya mahkumdur. Bugün teknoloji diyoruz, inovasyon diyoruz. Peki, bu binayı hangi temelin üzerine kuruyoruz

Yenilenmek, eskiyi tamamen çöpe atmak mıdır

Asla. Gerçek yenilik, kadim hikmetin bugünün diliyle yeniden söylenmesidir. Bir mimar düşünün; en modern gökdeleni yaparken bile statik yasalarına, yani değişmez hakikatlere uymak zorundadır. Bizim statik yasalarımız da medeniyet değerlerimizde gizli.

Geleceği inşa etmek, geçmişin külleri içinde uyumak değil, o küllerin altındaki koru bugüne taşımaktır.

Gri duvarları yıkalım: Sadece şikayet ederek veya sadece dünü özleyerek bir adım ileri gidemeyiz. Bugün ihtiyacımız olan şey; bir elinde kadim bir