Eski defterleri kapatıp yeni sayfalar açmak
Medya dünyası sürekli değişiyor. Her köşe yazarının sesi kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Peki bu kalabalıkta nasıl öne çıkacağız Aslında cevap çok basit. Eski alışkanlıkları bırakıp yeni yollar deneyeceğiz.
Eskiden her konuda yazan, genelci yazarlar revaçtaydı. Bugün bu durum değişti. Artık her şeyi bilen değil, bir konuda derinleşen yazarlar değer kazanıyor. Medyada var olmak isteyen bir yazar, geniş bir alana yayılmak yerine belirli bir konuya odaklanmalıdır. O alanda kendini tartışılmaz bir uzman yapmalıdır. Örneğin, sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, gençlik kültürü, dijital sanatlar veya ekonominin geleceği gibi konulara eğilebilir. Bu alanlarda sunduğu derin ve özgün bakış açıları, okuyucuların onu bir otorite olarak görmesini sağlar. Bilgi kirliliğinin bol olduğu bu ortamda, bu yol gerçek değer yaratır. Okuyucu, bir yazarın adını duyduğunda, ondan benzersiz bir düşünce beklemelidir.
Geçmişte yazarlar sadece yazılarıyla konuşurdu. Ama şimdi okuyucu da oyuna dahil olmak istiyor. Günümüz okuyucusu pasif değil, aktif bir katılımcı olmak istiyor. Yeni bir köşe yazarı, sadece yazmakla kalmamalıdır. Okuyucularıyla etkileşime geçebileceği platformları iyi kullanmalıdır. Canlı soru cevap etkinlikleri düzenleyebilir. Anketler yapabilir. Okuyucu yorumlarına bizzat cevap verebilir. Hatta yazılarını kısa video veya podcast bölümleriyle destekleyebilir. Bu adımlar, okuyucu ile yazar arasındaki bağı güçlendirir. Sosyal medyayı sadece yazı duyurma yeri olarak görmeyin. Orası bir diyalog alanıdır. Okuyucunun kendini yazarın hikayesinin bir parçası gibi hissetmesini sağlar. Düşünsenize, bir yazarın sadece kaleminden değil, kendi sesinden de okuyucusuna ulaşması ne kadar etkileyici olurdu