Uyuşturucu tarlaları, CIA ve Kemal Kılıçdaroğlu

Kandil'in uyuşturucu tarlalarına bekçilik edenlere sırtını dayayıp seçim kazanma hesabı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "cari açığı uyuşturucu parasıyla kapatıyorlar" iftirası şaşırtıcı değil. Bu sufleleri aldığı yapı (FETÖ), yıllarca uyuşturucu trafiğini yönetmeye çalışan ABD'ye bağlı bir istihbarat aparatı zira. Siyasi alanı yıllarca bu iftiralarla zehirlediler. Hem uyuşturucu trafiğinin göbeğinde yer aldılar hem de rakip gördükleri siyasetçileri bu yalanlarla karalamaya çalıştılar. Türkiye uzun süredir Kılıçdaroğlu aracılığıyla hem FETÖ'nün hem PKK'nın bu tür kara propaganda saldırılarına maruz kalıyor. TSK'ya atılan "kimyasal silah" iftirası ve hükümete yönelik "cari açığın kapatılmasında uyuşturucu parası kullandığı" yalanları bu kara propaganda türünün en son örnekleri. Bu kara propaganda türünü siyasi çekişmelerin bir yansıması olarak görürsek yanılırız. Bu psikolojik harp yöntemi, siyasi parti ve kişileri hedef almıyor, doğrudan Türkiye'yi hedefe koyuyor. FETÖ ve PKK, ABD istihbaratına doğrudan bağlı halde çalışıyorlar; CHP ve HDP ise bu örgütlere arayüz işlevi görüyor. TSK'ya "kimyasal silah" yalanını yayan TTB gibi meslek örgütleri ve dışarıdan fonlanan bazı sivil toplum kuruluşları da içeride psikolojik harpla görevli 5. kol güçleri. TSK'yı, hükümeti ve genel olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alan kara propaganda operasyonları günlük birtakım hesaplarla değil, uzun vadeli planlara göre şekilleniyor. Asıl soru Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne yapmaya çalıştığıyla