İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı üslubunu daha da sertleştirdiği görülüyor. Bunun nedeni anlaşılmaz değil. Muhalefet cephesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı en çok eleştiren, en fazla hedef alan parti lideri doğal olarak puanları topluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yarışıyor gibi görünseler de aslında muhalefet adayları birbiriyle yarışıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bir süredir aynı stratejiyi izliyor. Kemal Kılıçdaroğlu bu alanda çıtayı o kadar yükseltti ki, doğru yanlış, insaflı insafsız, tutarlı tutarsız, eksik fazla demeden Erdoğan'a suçlamalar yöneltiyor. Bu yaklaşımıyla toplumda büyük bir itibar kaybı yaşasa da muhalefet içinde tek sözcü, tek aktör konumuna yükseliyor. CHP lideri, bu taktik sayesinde parti içindeki rakiplerini susturup sindirmeyi başardı ve adım adım 6'lı masaya doğru ilerliyor. 6'lı masaya kendisini kabul ettirmek için de var gücüyle Erdoğan'ı hedef alıyor. Ne var ki bugüne kadar süreci sessizce izlemekle yetinen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sürecin kontrolünü Kemal Kılıçdaroğlu'na bırakacağa hiç benzemiyor. Dikkat edilirse Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında devam eden sert polemiğin arasına -adeta dalarak- girerek kendisini hatırlatma gereği duydu. Sosyal medya hesabından ve parti grubunda üst üste yaptığı açıklamalarla Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef tahtasına oturturken, Kemal Kılıçdaroğlu'nu da parti yöneticileri üzerinden uyararak-eleştirerek kendisine alan açmaya çalışıyor. Meral Akşener, bu süreçte Kılıçdaroğlu'nun kurnazca öne geçmeye çalıştığını ve İYİ Parti'yi bir kenara itmeye kalkıştığını açıkça gördü. İYİ Parti ve CHP açısından 2023 seçimleri aynı anlama sahip değil. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan'ın kazanması halinde CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu kesinkes mevcut yönetici yapısıyla