Zorlu bir çağa veda: Kraliçe II. Elizabeth

70 yılı aşan hükümranlık dönemine bir dünya savaşı, bir soğuk savaş, çok sayıda küresel ve yerel ekonomik kriz, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'ne üyeliği, üyelikten ayrılışı (Brexit), hatırı sayılır küresel, bölgesel ve yerel siyasi kriz, askeri çatışma sığdırdı Kraliçe II. Elizabeth. Magna Carta'dan bu yana, modern siyaset literatüründe 'Westminster Modeli' olarak tanımlanan 'anayasal monarşi' ile yönetilen Birleşik Krallık'ta, 'Devlet'e kral ve kraliçe, 'Hükümet'e ise başbakan başkanlık etmekte. Başkomutan da, İngiliz Anayasası gereği, kraliyet ailesi adına kral veya kraliçe. Söz konusu model, kraliyet ailesine Birleşik Krallık'ın dünya siyasetindeki konumu adına önemli sorumluluklar yüklüyor. Hayli genç yaşında tahta oturan Kraliçe Elizabeth, dünya siyasetinin en zorlu 70 yılında ülkesine önemli bir hizmet sundu. Kraliçe Elizabeth, kendi döneminde savaşların 2. nesilden 5. nesil savaşlara dönüşümüne, 'iki kutuplu bir dünya'da hayli karmaşık bir soğuk savaş dönemine, yeni bir 'çok kutuplu savaş dönemi'ne geçişin belirtilerine, Brexit gibi, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği Projesi'nden ayrılarak, dünya siyaseti ve ekonomisinde yeniden kendi rotasını çizme kararına şahit oldu. Bazen önde, bazen geri planda; ama, her zaman aktif bir rol üstlenerek. Dünya siyaseti ve ekonomisinin önde gelen 20 ülkesinin çok sayıda lideriyle küresel sistem adına birlikte çalıştı; küresel ortak değerler için çaba sarf etti; Birleşik Krallık'ın anayasal monarşi düzeninde, güçlü bir demokrasinin varlığı adına, hükümetlerin çabalarına, hassas çizgilerle donatılmış bir sistemde, minimum düzeyde müdahelede bulunarak, anayasal monarşinin güçlü bir şekilde yoluna devam etmesine değerli bir katkı sağladı. Gerek kendi ülkesinde, gerekse de dünyada, kadınların siyasette, iş hayatında, uluslararası teşkilatlarda, sivil toplum çalışmalarında aktif bir rol üstlenmelerine sıklıkla 'rol model' oldu; kraliyet ailesinin kendi içerisinde zaman zaman yaşadığı önemli çalkantılarda, ailenin birlik ve beraberlik içerisinde kalması adına 'anne' ve 'annene' rolünü büyük bir dirayetle ortaya koydu. Yetiştiği değerlerle, 20. Yüzyıl'ın sonuna doğru büyük bir