Eski bir belgeselci olarak tarihe ne kadar çok not düşülse, ne kadar çok belge bırakılsa o kadar iyidir derim hep. Neredeyse tüm belgesellerim sosyo-politik alanda olduğundan, siyasilerin bu konuya yeterince önem vermediğini gördüm şimdiye kadar. Tarihimizde önemli izler bırakmış siyasi liderlerin henüz yaşarken belgesellerinin yapılması gerekirdi. Onları kamera karşısına oturtup tüm hikayelerini kaydetmek gelecek kuşaklar ve siyasi tarih için çok önemlidir. Maalesef çoğu yapılmadı. Rahmeti Demirel ve Erbakan'ın belgesellerini yapmayı çok istedim. İkisi de olmadı. Belgeselleri olmadığı gibi biyografi kitapları da doğru düzgün yazılmadı siyasi liderlerin. Henüz yaşarlarken "daha vakit var" diye düşünürler. Ancak hakkın rahmetine kavuştuktan sonra da ne kadar kitap yazılırsa yazılsın kendi anlatımları gibi değerli olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk belgeselini yapmak bana nasip oldu. 1999'da hapse girmeden hemen önce, Kanal 7'de yapıp yayınlamıştık. O zaman topladığımız belge ve videolara kendisi de şaşırmıştı. O dönem basın danışmanı olan Hüseyin Besli büyük emek harcamıştı benimle beraber. Erdoğan hapisten çıktıktan sonraki dönemini de çok belgesel yapmak istedim. O da nasip olmadı. Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç hakkında çıkan kitabı okuyunca tüm bunlar geldi aklıma. Neyse ki Bülent Arınç bu tür konulara önem veriyor. Mili Görüş hareketi içindeki siyasi hayatını anlatan ilk kitabı, "Arınç-Küçük Erbakan" da bence önemli siyasi hatıratlardan biri olacaktır. Gazeteci Ömer Şahin her iki kitabı kaleme aldı. "Başkan Arınç" ismini taşıyan son kitap, Bülent Arınç'ın TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı iken yaptığı diplomasi çalışmalarını anlatıyor. TBMM döneminde "Parlamenter Diplomasi" adıyla gerçekleştirdiği yabancı devlet adamlarıyla görüşmelerin önemli bir kısmına bu kitapta yer vermiş. "Parlamenter Diplomasi"