Boşluk

Artık kullanılmaz hale gelmiş vilayet binasının önünde, onlarca insan birer plastik sandalye bulmuş, yan yana dizilmiş oturuyorlardı. Ramazandı. Ne bir şey yiyor ne içiyor, öylece önlerine bakıyorlardı. "Ne yapıyor bu insanlar" dedim kendi kendime. Yanlarına gittim. Ve o zaman içime derin bir acı ve hüzün çöktü. Gördüm ki karşılarındaki kocaman bir boşluğa bakıyorlardı... Yeni Cami'nin yıkılmış enkazı vardı bu koca boşluğun ortasında sadece. Fakat sonu görülmez bir boşluktu geride kalan. Malatya'nın şehir merkeziydi burası. Yıkılmış ve ağır hasar almış binalar kaldırılınca işte o ürkütücü boşluk çıkmıştı ortaya. Bu insanlar da oraya bakıyorlardı. Hepsinin yüzünde derin bir hüzün, gözlerinde uykusuz gecelerin şişliği, düşünceden kırışık acı haritasına dönmüş alınlar Sessizce o boşluğa bakıyorlardı hep birlikte. Biliyorum, yıkılan sadece o binalar değildi. Hepsi orta yaşın üstündeki bu insanlar hatıralarını kaybetmiş, çocukluklarını yitirmişti bu molozların arasında. Sonra bir kamyon hepsini doldurup sırtına, alıp götürmüştü. Giden bu insanların mutlu anıları, neşeli günleri, sevdiklerinin hikayeleriydi aslında. Hepsi bu yüzden bakıyorlardı boşluğa. Onları arıyorlardı. Dramatik bir tabloydu. Sessizce, içlerinde kopan fırtınaları göstermeden,